|
|
|
|
Meşhur olup bir gün TV'de 'verecen mi' deriz neme lazım...
GÜNAYDIN'ın mizah yazarları Hakan Köksal ve Utku Gürtunca'nın beşinci kitabı 'Gayrımeşrubat' çıktı. 13 yıldır SABAH çatısı altında mizah yapan Hakan&Utku tekliflere rağmen stand-up yapmayı düşünmediklerini söyledi. Nedenini de gülerek açıkladı: TV'de 'Verecen mi' deriz diye korkuyoruz!.
Haftanın 5 günü 'günlük aktüel mizah' yapıyoruz. Bu konuda tekiz' diyorlar. Şimdiye kadar 'Bizim Duvar', 'Uzun Lafın Kısası', 'Keyif Verici Maddeler' ve 'Matrax' isimli kitaplara imza attılar. Şimdi de beşinci kitapları 'Gayrımeşrubat' piyasada... 1992 Eylül ayının başından beri Sabah gazetesi çatısı altında yazan GÜNAYDIN'ın sevilen mizah yazarları Hakan Köksal ve Utku Gürtunca'yla beşinci kitapları şerefine konuştuk, daha doğrusu konuşmaya çalıştık... Çünkü konuşmaktan çok, kahkaha atıyorduk... Röportajın bombası ise neden meşhur olmayı istemediklerini açıklamalarıydı.
* Bu kitabın ismi niye 'Gayrımeşrubat' oldu? Hakan: Valla bilmiyorum. Bunla telefonda konuşuyorduk; kitabın ismi ne olacak, ne bitecek diye... Aslında kitabın ismi 'Bu da Bize Kapak Olsun'du... İçimize sinmedi, konuşuyoruz başka bir şey mi olsun diye... Niyeyse birden ağzımdan 'Gayrımeşrubat' çıktı. "Hah" dedi Utku, "Budur!" "Nedir?" dedim, "Çok güzel" dedi. Utku: Şundan güzel geldi; bizi özetliyordu, kısaydı... Hakan: Bizim yazılarımızda da böyle meşru, gayrı meşru birtakım ilişkiler, birtakım mizahlar var. Utku: Birilerince gayrı meşru şeyler... İçilmesi zevkli de üstüne dökülebilme riski var ve o zaman leke kalıyor... Asitli bir şey. Başkasının üstüne dökülünce insanlar çok zevkle okuyor ama kendi üzerine dökülünce şöyle eliyle silmiyor; 'Ha s..... lan, olur mu benim üstüme döktün hayvan herif' diye bağırmaya başlıyor bize... O yüzden 'Gayrımeşrubat' diyelim kapansın bu mevzu... Hakan: Ben hâlâ anlamış değilim oğlum niye biz böyle dedik... Utku: Ama güzel oldu güzel; 'Gayrımeşrubat'...
* Kitap gazetedeki yazılarınızdan oluşuyor... Önceki kitaptan bu yana çıkan yazılar mı bunlar? Hakan: Hayır, hepsi değil, seçme... Utku: Önceki kitaptan sonraki tüm yazıları koymaya kalksak; Gayrımeşrubat 1, 2, 3, 4 diye gider... Biz bu yazıları seçerken çok zorlandık. Kitap 160 sayfalık haliyle şu ana kadar çıkan 4 kitaptan daha kalın. Her kitapta sayfa sayısı artıyor. Yani 10 kitap sonra biz ansiklopedi olarak çıkacağız. Bu trend devam ederse... Hakan: Vedat Türkali'nin romanları gibi çıkacağız... Utku: Ama şu da var tabii... Çıkan yazıları toplayınca kitap oluyor mu, olmuyor mu, o da ayrı bir şey...
* Oluyor mu, olmuyor mu? Utku: Böyle bir uygulama var... Bana göre de Hakan'a göre de kitap dediğin; hiçbir yerde çıkmamış, hiçbir yerde olmamış, yazılmamış... Hakan: Ya bu, yazıları dikkatle takip eden, 'Ah bunlar bir kitap olarak çıksa da bunu kütüphaneme koysam' denecek türde, seçki yani... Utku: Bence kitap değil... Kolay mı geliyor artık... Hakan: Genelde mizahçılar yapıyor ama... Karikatüristler özellikle çok yapar bunu. Bizimki de o hesap yani...
* Ama mizah satmıyor... Hakan: Mizah vatanını milletini seven bir şeydir... Utku: Mizah ne zaman satıyor biliyor musun, mizah üreten televizyonda meşhur oluyor, kapağa resmini koyuyorlar ve satıyor...
* Cem Yılmaz, Ata Demirer gibi... Utku: Yani... Yılmaz Erdoğan'ın şiir kitabı yıllarca kenarda dururken, adam meşhur oldu, kapağa resmini koydular 15-16 baskıya ulaştı.
* Para kazandırmıyor mu kitap? Hakan: Kazandırıyor, hiç kazandırmaz mı... 5 sene evvel esprilerimizi alıp kitap yapmıştı arkadaş, dava açtık. Davayı kazandık, şakır şakır tazminat alıyoruz. Buradan sesleniyoruz; esprilerimizi çalan arkadaşlar, bunları alıp kitap yapın. Biz dava açalım...
* Radyolar da çok kullanıyor yazılarınızı... Utku: Bir de isim vermeden kullanıyorlar... Ya aklıma geldi, bu aralar TV8'de Şahan Gökbakar'ı izliyoruz. 'Dikkat Şahan Çıkabilir'... Kesinlikle başarılı bir arkadaş...
* Cenk ile Erdem nasıl? Utku: Kelime cambazı adamlar, süperler. Bir de onların ekran karşısı rahatlıkları var. Hakan: Bizi onlarla kıyaslıyorlar, ona çok gülüyorum.
* Nasıl kıyaslıyorlar? Utku: "Cenk ile Erdem'den daha iyisiniz abi" diye bir mail geliyor, aynı gün başka bir mailde; siz onların yarısı bile olamazsınız. Bir başkası vardı; dördünüz bir araya gelse Bir Vedat Özdemiroğlu etmez. Hakan: Okurun böyle aritmetik hesaplar var ya... Utku: Onlar kendi yoluna biz kendi yolumuza.
* Stand-up yapmayacaksınız yani? Hakan: Ayakta duramıyorum ben, kireçlenme var bende... Utku: 'Sit-down' yaparız biz de... Sahneye çıkmak başka bir şey, onu Allah Cem Yılmaz'a olduğu gibi verdi, bize bir şey kalmadı, mizah için soyundular!.. Ben kimsenin önüne çıkıp bir 'halt' edeceğimi zannetmiyorum... Hakan: Bir de ben istemiyorum. Günün birinde yapmaya başlarız, sonra talk-show'a katılırız, ben kızın birine 'Verecen mi?' diye sorarım, rezil oluruz... Gerek yok... Bu riski düşündüğümüz için 'stand-up'tan kaçınıyoruz...
Belgin ÇOBAN
|
|
|
|
|
|
|
|
|