| |
|
|
Çanakkale'de neler gördük?
Çanakkale öğrenci kaynıyor. İngiliz kaynıyor. Avustralyalı kaynıyor. Bir Japon gencini çevirip, soruyoruz: - Burada neler oldu? "Japon şivesiyle İngilizce" yanıt veriyor: - Çanakkale Boğazı'nı geçip, İstanbul'u alacaklardı. Başlarında İngiliz komutan vardı. Fransızlar, Afrikalılar, Hintli Sih ve Gurkalar, Yunanlılar, Yeni Zelandalılar, Yahudiler'in Zion atlı birlikleri, Avustralyalılar saldırdı. Mustafa Kemal "Çanakkale geçilemez" dedi, geçemediler. Tokyo Üniversitesi'nde doktora yapıyormuş. Doktora tezi "Çanakkale Deniz ve Kara Muharebeleri."
ÇANAKKALE GEÇİLEMEZ Bir başka genci çeviriyoruz. Çanakkale-18 Mart Üniversitesi'nden. "Tabyaları, tahkimatları" gösterip soruyoruz: - Bunları kim yaptı? - Fatih Sultan Mehmet yaptı... Sultan 3. Selim onardı... Pek çok padişah onarmaya devam etti... En son Sultan Ahmet sağlamlaştırdı... Almanlar gelip iyice kuvvetlendirdiler... Düşman tam 8 ay bombaladı... Ama Mustafa Kemal dedi ki, Çanakkale geçilemez... Geçemediler.
AFERİN ELİF Bu da bir ilköğretim öğrencisi: - Küçüğüm, bu boğazda neler oldu? Sarışın, mavi gözlü Elif bir çırpıda anlatmaya başlıyor: - Öğretmenim. Atatürk ateş emri verdi. Mehmetçik ateş etti. Düşmanın Bouvet gemisi isabet aldı ve birkaç dakikada battı. - Aferin Elif. - Bitmedi öğretmenim... Düşmanın Agamemnon gemisi yarım saat içinde 12 yara aldı... Nusrat Mayın Gemisi Çanakkale Boğazı'na gizlice mayın döşemişti... Inflexible ve Irresistable adlı düşman gemileri mayına çarptı. - Aferin Elif. - Daha bitmedi öğretmenim... Çevre ve Orman Bakanı Osman Pepe ile yarımadayı geziyoruz. Bugün açılışı yapılacak olan şehitliklerde dolaşıyoruz. Öğretmenler, öğrenciler, İngiliz, Fransız, Japonlar etrafımızı sarıyorlar. "Savaş alanı" sanki dev bir film platosu. Her üç kişiden ikisinin elinde ya fotoğraf makinesi var veya film kamerası. "Hello" diyor, bir yabancıya soruyoruz. - Ne yapıyorsunuz?.. Nereleri geziyorsunuz? "Anıtlarımızı, mezarlarımızı" diyor. - Hangilerini? - Morto Koyu'ndaki Fransız savaş mezarlığını. Conkbayırı'ndaki Yeni Zelanda anıtını. Karlı Sırt Lone Pine mezarlığını. Oraların resmini çekiyorum. "Ne iş yaptığını" soruyoruz. Paris Üniversitesi'nde öğretim üyesi olduğunu söylüyor. Acı ama gerçek: Çanakkale'de, savaş alanında, Türk'ten çok "yabancı" gördük. Onlar "Türk'ün Çanakkale'de yazdığı destana hayran." Biz ise şehitlikleri gezerken sanki "azınlıktayız." Tek tesellimiz "öğretmenlerimiz, öğrencilerimiz."
ÇALIŞAN AYŞE - Küçüğüm, kaçıncı sınıftasın? - Sekizinci sınıftayım öğretmenim. - Bu topraklarda kimler yaşadı? - Persler, Büyük İskender, Makedonyalılar, Bizanslılar, Atilla, Hunlar, Haçlılar, Galatlar, Selçuklular, Venedikliler, Osmanlılar... Biz yaşadık öğretmenim. Öğretmenleri ile konuşuyoruz. - Tebrikler hocanım. Hocanım, "küçüğe" dönüyor: - Ayşe, Yavuz amcana Çanakkale savaşlarını da anlat yavrum.
ÇANAKKALE DESTANI Derken yine bir "küçük" yanımıza yaklaşıyor: - Öğretmenim, şiir okuyabilir miyim? - Oku küçüğüm. Zeynep, ezbere okuyor: Şu boğaz harbi nedir, var mı ki dünyada eşi En kesif orduların yükleniyor dördü, beşi
|