|
|
Daum'un katkısı ne?
Geçen hafta kötü futboluna rağmen Malatya'da son 10 dakikada maçı kazanan Fenerbahçe bu hafta da Gençlerbirliği karşısında son dakikada galip geldi. Daum elindeki malzemeyle 1.5 senedir sağlıklı bir düzen oturtamadı. Takımın bir oyun planı yok, skor avantajı sağlanana kadar üst düzeyde üretkenlik sıkıntısı çekiliyor. Kritik goller genelde duran toplardan ve de yetenekli oyuncuların kişisel becerisinden geliyor. Malatya'da Anelka kendi yarattığı pozisyonla golü attı. G.Birliği karşısında da 2 penaltı sonrası skorda denge varken son dakikada Alex bin bir emekle hazırladığı pozisyonda Van Hooijdonk'un klas asistinin de katkısıyla mükemmel bir gole imza attı. Böyle geniş ve yetenekli oyunculardan oluşan kadro bir türlü tatmin edici oynayamıyorsa, zayıf rakipler karşısında bile sıkıntı çekiyorsa, Avrupa kulvarında hiç ses getiremiyorsa Daum'un teknik adam katkısının ne olduğunu anlamak mümkün değil. Bence ligdeki en önemli Daum katkısı, şans faktörü. Daha öncede yazdığım gibi Anelka'nın futbol kalitesine itirazım kesinlikle yok. Şu anda fizik açıdan kesinlikle hazır değil. Bunu da aşınca klasını gösterecektir. Esas önemli konu F.Bahçe'nin ihtiyacının ara transferde bir santrfor mu olduğudur? Günümüz futbolunda orta saha bir takımın kalbi kabul ediliyor. F.Bahçe'nin eksikliği bu bölgede. Elinde son derece faydalı icraatlar yapan devamlılığı olan asistçi, golcü bir Nobre var. Ayrıca bir de Van Hooijdonk var. Bu şablonda Anelka mı gerekliydi? Anelka takıma girince Daum, Nobre'yi yapısına hiç uymayan kenar adamı rolüne soyundurdu. Zaten doğru dürüst işlemeyen saha içi düzeni daha da arızaya uğradı. Şimdi de 2 isim üzerinde bir analiz yapmak istiyorum. Alex çok önemli bir yetenek ama bu yeteneklerini sergilemekte devamlılık göstermesi için elverişli ortama ihtiyacı var. F.Bahçe'nin kadro yapısı Alex'e uymuyor. Kolektif yapı ve kanat kombinasyonları yetersiz. Dar alan presi zayıf. Kalabalık savunmalar önünde ve kendisine alınan ilave tedbirler yüzünden Alex'in yaratıcılığı sınırlı kalıyor. Buna rağmen Brezilyalı çok şeyler veriyor. Hagi'yi örnek almak istiyorum. UEFA Şampiyonu ve 4 sene üst üste lig şampiyonu olan G.Saray'da kolektif bütünlüğün yanı sıra müthiş bir dar alan presi vardı. Okan, Suat, Emre'den kurulu ofansif, defansif mükemmel bir orta saha vardı. Ve de çağdaş forvet Hakan Şükür. Bu şablonda Hagi futbol hayatının en verimli devrini geçirdi. Aynı ortamı Alex de bulsa seyrine doyum olmaz. İkinci isim Servet. Çok konsantre, hırslı, savaşçı, hava toplarında güçlü bir defans adamı. Ama basit hatalar yapması ve de geriden topu oyuna sokamayışı önemli rahatsızlıkları. Ancak Servet'i eleştirenler bu futbolcunun ağır olduğunu söylüyorlar. Aslında tam tersi. Servet ligimizdeki en çabuk defans oyuncularından bir tanesi. Pazar gecesi açıkça belgelendi. İkinci devrenin son bölümünde F.Bahçe bütün riskleri almışken G.Birliği kontrataklarında geniş alanda yakalanan Servet, her pozisyonda Youla gibi bir sprintere çabuklukta üstünlük sağladı. Bir paragraf da Hooijdonk'a açmak istiyorum. Önemli kariyere sahip Hollandalı forvet sesi çıkmadan kulübede oturuyor ve son 15 dakikada sahaya girip, büyük özveriyle çalışıp oyunun seyrini değiştirip galibiyet golünde de rol alıyor. Takdir etmemek mümkün değil.
|