Çivi batırın!
Çocukluğumdan büluğ çağına geçtiğim dönemden bu yana büyüklerimden en sık duyduğum deyimlerden birisidir "Bu memleketin çivisi çıktı". Toplumda infial uyardıracak, sağlığı ve güvenliği tehdit edecek olaylar arka arkaya patlayıp skandallar ortaya çıktığında, büyüklerimiz, etkili köşe yazarları, politikacılar hep o deyimi ağızlarına alırlar: "Memleketin çivisi çıktı" Son günlerde manşetlerde gördüklerimiz, arka arkaya gelen olaylar bu deyime ne kadar çok uyuyor! Öyle olaylar ki, toplum sağlığı artık iyice hiçe sayılıyor, insanlar toplu şekilde ölüyor ve hastalanıyor. Sahte içkiler ortaya çıkıyor. Kokuşmuş mallardan yapılmış yiyecekler satılıyor. Her gün yeni bir hırsızlık ve gasp olayı ile karşı karşıyayız. Konunun uzmanlarına göre de yasalardaki boşluklar ve adalet mekanizmasındaki yavaşlık bu tip olayları özendiriyor ve yakaladığı adamı ertesi gün salıvermek zorunda kalan emniyet güçleri de zor durumda kalıyorlar. Tüm bu sorunlara karşın insanlar yaşamaya ve eğlenmeye devam ediyor. Büyük çoğunluğumuz da futbola sarılıyor. Ama hayatın kendisinde olduğu gibi yıllardır futbolda da çivilerin yerlerinden çıkıp durduğunu görüyoruz. Bu hafta penaltıların çivisi çıktı. Kendi gözlemim ve hakem yorumcularından edindiğim izlenime göre, Trabzon'un, Konya'nın ve F.Bahçe'nin ilk kazandığı penaltı, penaltı değil. Samsun'un penaltısının ise tekrarı gerekiyor. Düşünün, yukarıda sayılan penaltılar verilmese, F.Bahçe ve Trabzon puan kaybetmiş, Sakarya beraberlik almış, belki de Kayseri galip gelmiş olacaktı. Ligin üstünde ve altında neler olacağını düşünebiliyor musunuz? Sadece bu değil, futbolda rekabetin de çivisi çıktı. Geçen hafta G.Antep'te yenilen Trabzon'un bir yöneticisi çıkıp "Rakibi kim motive etti?" diyebiliyor. G.Birliği, Kadıköy'de F.Bahçe'ye karşı direndi diye eleştiriliyor, hatta çıkış tünelinde futbolcularına fiziki saldırıda bulunuluyor. İki hafta önce bir futbolcusu özel bir güvenlik görevlisinden kafa yiyen, sahada mağdur olan takıma, "Takma bunları kafana, sen futbolunu oynamaya devam et" şeklinde telkinlerde bulunulabiliyor! Hatta Samsun'da takımı yenildikten sonra Hagi, suçu kendinde aramayarak kendi lehine tüm yorumcuların "penaltı değil" dediği bir penaltı veren hakeme bile yüklenebiliyor.
Perhiz ve lahana turşusu Ama futbolseverler de şaşkın. G.Antep'in son 6 haftada yendiği tek takım Trabzon. Samsun'un son 6 haftada yendiği tek takım ise G.Saray. Christoph Daum G.Birliği'nin Beşiktaş karşısında daha "Light" oynadığını düşünüyor. Yani taraflar kendine göre "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" diyebiliyor. Hal böyle olunca büyükler, kendisine karşı direnç gösteren küçüklere "Niye oynuyorsunuz? Bu hakkı nereden buldunuz?" diyebiliyor! Kendilerini gösterebilecekleri tek platform olan büyük maçlardaki mücadeleleri yüzünden alkış almak yerine azar işiten küçükler ise seslerini duyuramadıkları için sözlüde "0" alan öğrenciler gibi yerlerine oturuyorlar. Futbolseverler ise futbola soğuyorlar. Futbolun çivisinin tamamen çıkmaması ve bu gidişe bir dur vermek için medyadan yöneticisine, taraftarından futbolcusuna ve teknik heyetine kadar herkesin çuvaldızı değil, "koca bir çiviyi" kendisine batırması gerekiyor!
|