ABD'den esen rüzgâr Türkiye'nin de havasını bozar
Yurtiçi mali piyasalarda hava bozmaya eğilimli. Eurobond'lardan başlayan satış borsaya yansıyor, bonoyu da kısmen etkiliyor. Eurobond'lara satışı ABD'deki faiz artışı tetikliyor. ABD bonoları ile Türk eurobond'ları arasında 3 puanın biraz üzerinde bir faiz farkı bulunuyor. ABD faizleri artınca Türkiye'nin dışarıya sattığı tahvillerin faizi de artıyor, fark ta biraz daha büyüyor. ABD'de faizi tetikleyen gelişme ise ocak ayı dış ticaret açığının tahmin edilenden 4 milyar dolar daha fazla çıkması. Bunun üzerine dolar yeniden düşüşe geçti ve euro/dolar paritesi 1.34'ü geçti. Dolardaki düşüş karşısında ABD Hazine kağıtlarına ve hisse senetlerine yatırım yapmış yabancılar kazançlarının azalacağını düşünerek satışa geçiyor. Satış baskısı karşısında faizler yükseliyor.
Faiz artışı stresi Bunun yanında ABD'de yüksek büyüme gücünü koruyor. Başta petrol olmak üzere emtia fiyatları artıyor. ABD ekonomisinin üretim kapasitesinin sonuna yaklaştığından bahsediliyor. Ücretlerin kıpırdanması da buna eklenince, enflasyon artışında altyapının oluşturulduğu belirtiliyor. Bu gelişmeler ABD Merkez Bankası'nı (FED) faizleri daha hızlı artırmaya ve bu yıl sonu itibariyle yüzde 5'e yaklaştırılmaya zorluyor. İlk faiz kararı toplantısı da 22 Mart'ta. Piyasaların stresini artıran bir gelişme de bu. Doların değer kaybı karşısında yabancı sermayeyi ülkede tutmak ve ekonominin finansmanını sürdürebilmek için ABD faizleri daha hızlı artırmak durumunda kalırsa, buna dünya ve aralarında Türkiye'nin bulunduğu gelişmekte olan ülkeler ayak uydurmak durumunda kalacak. Ya onlar da faizlerini artırıp ellerindeki sermayeyi kaçırtmak istemeyecek, ya da kaçacak sermayenin bedelini ödemek durumunda kalacaklar.
Türkiye'de durum Bitişikteki tablo, 2001 sonrası dalgalı kur ortamında Türkiye'de bono ve hisse senedi piyasasında yabancı hareketlerini gösteriyor. Bu iki piyasadaki hereketler tam bir paralellik içinde. Yabancıların portföyü şubat itibariyle borsada 20.2 milyar, bonoda 13.2 milyar dolar. Ancak sermaye giriş ve çıkışlarında bono tarafındaki işlemler çok daha büyük. Bunda da iki faktör etkili olabilir. Birincisi, devlet iç borçlanma senetleri piyasası daha likit ve derin olduğundan yabancılar satışlarını yapabiliyor. Hisse senedi tarafı ise daha sığ ve satışları karşılayamıyor. İkinci neden de, özellikle yabancıların hisse senedi yatırımını daha uzun vadeli yatırım olarak kabul etmesi. Türkiye'de yabancı yatırım portföyünün 37.7 milyar dolar ile tarihi düzeyine çıkması, dış piyasa gelişmelerini ve yabancıların hareketlerini gündemin ilk sırasına oturtması gayet doğal bir gelişme.
Sonuç "Dolar ABD'nin para birimi olabilir ama tüm dünyanın problemidir" ABD Hazine eski Sekreteri John Connally
|