|
|
|
|
|
Semaverde içli köfte ve 'Şirinnamınra'
|
|
Sarılıp öpmelere başlamadan bir Kürtçe ağıt okumuş oğulcuğunun yüzüne. "Şirinnamınra"ymış o ağıdın adı. "Tatlıma" demekmiş yani. Hasretin bittiğini böyle anlatmış.
Ümit'in gözaltına alındığı ilk gün ajandasına "Hayatımda en hüzünlü günüm" yazan baba Işık, aradan 11 yıl geçtikten sonra onun cezaevinden çıktığı 16 Aralık 2004 tarihinin karşısına, "Hayatımın en mutlu günü" diye not düştü. İki sayfa aralığına sığan bu kelimeler, aslında 11 yıl çekilen acıları anlatmaya yetmiyordu.
HALAY ÇEKTİK EVDE 'Pardon Ümit'in 11 yılın ardından tahliye oluş müjdesini avukatı Tahir Hoca vermiş hane halkına. 24 yaşındaki kız kardeş Berfin diyor ki; "Savaş Abi, evin daracık odasında halay düzeni kurduk inan olsun. Çığlıklar, zılgıtlar, kahkahalar evden mahalleye taştı. Ben bu kadar kalabalık ve sevilen bir aile olduğumuza şaştım gelen gideni görünce. Abim gelene kadar da gram uyku uyumadık, tek bir ampul söndürmedik evin içinde." Ertesi gün öğlenden sonra bir taksi durmuş, Yalova'daki evin önünde. İçinden ağır, mahçup, ürkek adımlarla inmiş o delikanlı.
DERT BİTTİ GELDİN OĞUL Annede ne tansiyon ne kalp ne sırt ağrısı kalmış o lahza. Genç kızlara taş kabilinden uçar gibi adımlamış eşik mesafesini. Ve sarılıp öpmelere başlamadan bir Kürtçe ağıt okumuş oğulcuğunun yüzüne. Çok ısrar ettim Türkçe'sini söyledi bana Berfin kız. "Şirinnamınra" imiş o ağıdın adı... "Tatlıma" demekmiş. Sözcükleri de şöyle düzmüş yaşlı kadın: "Kış bitti bahar geldi dert bitti derman geldin oğul oyy!..Koyunlar kuzulardı kollarım boş kalırdı. Mevla yüzüme baktı geldin oğul ooy!.." Sonra sarışmalar, ağlaşmalar, gülüşmeler. Ardından soruyor anne: "Karnın açtır kınalı koçum. En çok ne çekiyor canın, söyle ana yapsın sana?" Gülümseyerek yanıtlıyor Ümit: "Gerçek içli köfteyle balık istiyorum." Herkes 'gerçek içli köfte' demek ne gibisinden yüzüne bakarken gülerek anlatıyor ne demek olduğunu: "Biz bazen ziyafet çekerdik kendimize cezaevinde. En kral yemeğimiz içli köfte olurdu. Ama sahte içli köfte. Çünkü nereden bulacaksın eti kıymayı unu hamuru!.. Gelen diğer yemeklerin etlerini biriktirir ekmek içinden hamur yapar yuvarlardık içine. Sonra semaverin buharında bir güzel pişirir yerdik. Bir de balık kokusu tüm mahpusu tutar diye vermezlerdi bize. O yüzden en çok balık yemeği, bir de dedim ya içli köftenin essahını özledim." Küskünlük, kırgınlık ve hüzün ille de dolmuş yüreğine Ümit'in. Ama herkesin ortak fikri, "Bir bilgelik bir 'feylesofluk' gelmiş çocuğun üzerine. Kızmıyor, ağır konuşmuyor devlete, adalete karşı hayrettir. Aksine doğru olan doğru sona ulaşır diyor, adaletin er geç tecelli edeceğine inandığını söylüyor. Bir dakikayı boş geçirmemiş ki...
TAHLİYE BERAAT DEĞİL Hep okumuş, hep bir şeyler öğrenmiş. Aslında ailesi de avukatı da geçsin kameraların karşısına, içinden gelenleri bir bir anlatsın istiyorlar. Lakin doktorlar kızıyor bu fikre."Ne yani kameralar önünde sara krizi mi geçirsin? Sağlığı tam düzelmedi ki çocuğun" diyorlar. Berfin'in yalancısıyım ama galiba hayata karışmaya, birkaç gün olsun dere tepe savrulmaya gitmiş ağabeyi. Dinlensin, eğlensin kendine gelsin diye anacığı da ses etmemiş bu gidişe. Vedalaşırken son söz yine Berfin kızdan geliyor: "Tahliye beraat değildir Savaş abi. Biz yine de elimizi böğrümüzden çekemiyoruz. Anlıyorsun değil mi?.."
|
|
|
|
|
|
|
|
|