Bu gidiş nereye kadar?
Merkez Bankası'nın en kritik faiz kararında kendisinden beklenen iki şeyi de yaptı. Hem faizi bir puan düşürerek hem de dövize doğrudan alım müdahalesi yaparak piyasanın beklentilerini karşıladı. Saat 09.00 itibariyle açıklanan faiz kararıyla oranlar bir puan indirildi. Bu aşağı yukarı piyasa beklentilerinin ortalaması gibiydi. Merkez Bankası bu indirimi yaparken yayımladığı Şubat Ayı Enflasyonu ve Görünüm Raporu'nda, faiz kararlarına asıl gelecek enflasyonun baz teşkil ettiği, cari açık veya kurun doğrudan değil, gelecek dönem enflasyonu hakkında içerdiği bilgi bağlamında karar verme sürecine dahil edildiği belirtildi. Merkez Bankası raporunda dışsal şok dışında enflasyon konusunda belirgin risk görmediğini kaydederken, reformların devam etmesi halinde faiz indirimlerinin süreceğini belirtti. Açıklamada şöyle denildi: "Bu doğrultuda, uluslararası likidite eğilimlerinin tersine dönme olasılığının yarattığı potansiyel oynaklığın azaltılabilmesi ve dışsal şoklara karşı dayanıklılığın artırılması açısından yapısal düzenlemelere hız verilmesi bir kez daha kritik önem taşımaktadır" dedi. Bir anlamda IMF ile anlaşma olsaydı bu faiz indiriminin daha fazla olabileceğini ima etmiş oluyor bu açıklama.
Gerçekte 0.5 puan indirim Ancak yapılan faiz indiriminin bir farkı var. Geçen ayki faiz indiriminin yüzde 0.5 olması, devamında indirimlerin aynı oranda olabileceğini ihtimal dahiline sokuyordu. Mart ayında yapılan yüzde bir indirim ise aradaki farka işaret ediyor olabilir. Ancak, şubat ayı enflasyon verilerinden sonra yapılan ilk beklenti anketi, enflasyon beklentisinin yüzde 7.7'den yüzde 7.2'ye indiğini gösteriyor. Bu anket de dün açıklandı. Merkez Bankası faiz indirim kararını verirken bu anketin de sonuçları muhtemelen elindeydi. Enflasyon beklentisindeki yarım puanlık düşüş aynı zamanda faiz indiriminde bir puanın yarısını alıp götürüyor. Bu açıdan bakıldığında Merkez Bankası dün faizi gerçekte bir puan değil, yarım puan indirmiş oluyor.
Açık, kriz yaratmaz Saat 09.00'da açıklanan faiz kararından sonra döviz kurundaki gerileme devam edince Merkez Bankası kura doğrudan müdahale etti. Bu müdahale kurda yüzde 1.7 artışa yol açtı. Ancak yeniden gevşeme olunca kapanışa doğru ikinci müdahale yapıldı. Sonuçta kurda ciddi bir sıçrama meydana gelmedi. Yüzde 2'nin altında kalan bir artış son günlerde döviz satanların elini yakmadı. Faiz kararı ve doğrudan döviz alımı ile kura müdahalenin ardından dün Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin Adana'da konuşması vardı. Bu konuşmalar bugün ve yarın da sürecek. Serdengeçti konuşmasında geçmişte olduğu gibi, cari açığın yükselmesinin ödemeler dengesi krizi ile sonuçlanmasının beklenmemesi gerektiğini kaydetti. Devalüasyonların Türkiye'nin rekabet gücünü artırmadığına dikkati çeken Serdengeçti, kısa vadeli faizler ile kur arasındaki ilişkinin çok boyutlu ve karmaşık olduğunu da kaydetti.
Tehlike dışarıdan Faiz konusundaki açıklamalar, indirim yapılır yapılmaz bir sonraki toplantıda yine faiz düşüşü kararının çıkacağına yorumlandı ve ilk günden itibaren fiyatlanmaya başlandı. Sonuçta piyasa oynuna devam ediyor. Kurdaki müdahale ve Başkan'ın konuşmasından yeni bir yaklaşım çıkaramadım. Mevcut trendlere ve piyasaya uyumlu bir tutum gördüm. Anladığım Merkez Bankası cephesinde yeni bir şey yok. Eski tas, eski hamam devam ediyor. Nereye kadar derseniz, Merkez Bankası'nın da belirttiği gibi, uluslararası likiditede meydana gelecek değişikliğe veya dışsal bir şoka kadar.
Sonuç "Kapana kısıldığımızı fark etmedikçe kapandan kurtulamayız" A. Conspiracy
|