|
|
Beşiktaş Ribery'yi nasıl kaçırdı?
Şimdi anlatacağım olay ayniyle vakidir. Yani başından sonuna kadar her şeyiyle gerçektir. Önceki gece Futbol Ateşi programına hazırlanıyoruz. Kazım Kanat erken gelmiş... Benim odamda oturuyor. 15 dakika sonra hışımla Sinan Engin girdi odaya. Burnundan soluyor. Hemen söze girdi: - Yahu Kazım Abi. Dün gece televizyonda Ribery'yi bizim Feyyaz'ın bulduğunu söylemişsin. Ben bu Ribery'yi Fransa'da gördüm, izledim, rapor yazdım ve Beşiktaş yönetimine verdim. Hatta arada bizim Kibar'a (Feyyaz) da sordum. O da bir defa görmüş. İyidir dedi. Ribery'yi Beşiktaş'a getiriyorduk. Del Bosque istemedi. Şimdi kalkmışsın Ribery'yi Feyyaz, Beşiktaş'a getiriyordu diyorsun. Ayıp Kazım Abi." Kazım Kanat cevap verdi, "Ben Feyyaz'la konuştum. Konuştuklarımı söyledim". Sinan burnundan soluyor. Aldı cep telefonunu eline, açtı Feyyaz'a telefon. Telefonun sesini de açtı. Odada ben, Sinan, Kazım Kanat, Kibar'ı dinliyoruz. Kibar, bizim Feyyaz'ın Beşiktaş'taki takma adı. Neyse Kibar, kibarlığına yakışır biçimde durumu özetledi. Ribery'yi izlemeye giden Sinan Engin'di. Raporu tutup Beşiktaş'a öneren de. Bu arada Feyyaz'a da sormuş, onu 1 maç izleyen Feyyaz'dan da olumlu görüş almıştı. 2 dostun arasındaki anlaşmazlık böylece noktalandı. "Ribery teklifi"ni İspanyollar'ın büyük üstadı, üstadı azam Sinyor Del Bosque kabul buyurmamıştı. Böylece rüzgârın oğlu Franck Ribery tıpış tıpış, üstelik sevgili Sinan Engin'in tavsiyeleriyle Özhan Canaydın başkanın yanına gitmiş, Galatasaray'la mukavele imzalamıştı. Şey yapılmaz şeyin kavgası olmazdı ama 2 Beşiktaşlı dost hâlâ Ribery için tartışıyorlardı.
|