kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Stelyo Berberakis @ SABAH
 

Çocukları Dövmek Yasak

Dayakla adam olacağımız düşünülürdü ama gelişmiş ülkelerde bu geçerli değil

Bizim çocukluğumuzda; -yani 1960'lı yıllardaders çalışmayanlara, her gün gitmekten hoşlanmadıkları için okulu "asanlara", okuma yazma öğrenmekte zorluk çekenlere, kerrat cetvelini "su gibi ezbere" öğrenemeyenlere, "tembel"- "asi" "yaramaz" gibi etiketler yapıştırıp üstüne üstlük hem analar hem babalar hem öğretmenler ne yapardı? Dayak atarlardı. Çocukluğunda 'tembel' olduğu için dayak yemeyen var mıdır acaba? En azından ben dahil, benim sınıf arkadaşlarımın hemen hepsi aynı nedenlerle dayak yemiştir. Ya yaramaz oldukları için ya okulu astıkları için ya tembel oldukları için ya okuduğunu anlamadığı ya da yazdığını okuyamadığı için mutlaka bir vesile ile bizim nesilden olan hepimiz dayak yemişizdir. Büyüklerimiz o zamanlar dayak yiyerek 'adam olacağımızı' sanıyor ve bu konuda ne kadar haklı olduklarını savunuyordu. Hatta 'dayak cennetten çıkar' gibi 'gelenek ve görenekleri' de bize yutturmaya çalışırlardı. Bu 'asil' yöntemleri hala uygulayanlar yok değil. Üstelik hala çoğunlukta oldukları da söylenebilir. Ama bu 'dayak' yöntemi hakikaten doğru mudur? Hakikaten dayak yiye yiye adam olduk mu? Bana göre adam olduysak dayak yediğimizden değil dayakla adam olunamayacağını anlamaya başladığımız için adam olduk. Çocuklarımıza göre 'büyükler' kategorisinde bulunduğumuz şu dönemlerde, merak ediyorum da dayak yiyen sınıf arkadaşlarımdan çocuklarını döven var mıdır acaba diye? Mesela ben, kendi çocuklarıma 'iç güdüsel olarak' tam el kaldıracağım zaman çocuğun korkulu gözlerinde çocukluğumu görüyor ve kendimi frenleyebiliyordum.

ÇOCUK ŞİKAYETÇİ OLABİLİR
Daha sonraları öğrendim ki meğerse AB ülkelerinde çocukları dövmek 'yasakmış'. Yani bir çocuk isterse, polis karakoluna gidip 'annem-babam- öğretmenim beni dövüyor' şikayetinde bulunursa, veliler ve öğretmenler, hatta öğrencilerin kulağını çeken öğretmenlerden sorumlu okul müdürleri bile kaçacak delik arıyormuş. Peki "Tembellik de bitti mi?" diyeceksiniz. Tembelliğe karşı nasıl önlemler alıyormuş AB vatandaşları? Bu ülkelerde 'tembellik' yok ki bitsin? Bizim asırlardan beri bildiğimiz 'tembellik', Avrupa vatandaşlarına göre 'dyslexia' adı verilen 'anlama- yorumlama, değişik biçimlerde algılama ve hesaplama' sorunlarından başka bir şey değil. Bizim 'tembel' olarak algıladığımız çocukların, AB ülkelerinde daha bir itibar sahibi olduklarını söylesem çok mu abartmış olurum acaba? Sanmıyorum. Çünkü daha ilkokul sıralarında ABC'yi sökemeyen ya da 2 kere ikinin kaç ettiğini bir türlü öğrenemeyen çocuklar, öğretmenlerin 'tavsiyesi' üzerine bu çocuklar için özel olarak kurulan enstitülere götürülüyorlar. Orada çeşitli uzmanlara, çocuk ruh doktorlarına, sosyolog ve IQ bilimcilere 'hesap' veren çocukların hemen hepsi neredeyse 'üstün zekanın' sınırlarını zorladıklarını ortaya çıkarıyor. Yüzeysel bir araştırma, bu çocukların 'okuma- yazma özürlü' olmaktan çok kendilerini başka şeylere ilgili oldukları ve ilgilendikleri o 'başka şeyleri' yaşıtlarına oranla çok daha iyi becerdiklerini gösterdi. Çocuk alfabeyi sökemiyor ama bilgisayarı büyük çocuklar gibi kullanabiliyor. Yazamıyor ama liseli öğrencilere taş çıkartan resimler, tablolar çizebiliyor. Okuduğunu anlayamıyor ama kelimeleri anında tersinden okuyabiliyor. Kerrat cetvelini su gibi ezberleyemiyor ama Azot'un eksi 196 derece soğuk olduğunu; Neptün gezegeninin etrafında dönen "yüzük" gibi hatların 1 km genişliğinde olduğunu ve saatte 180 km hızla dolaşan en büyüğünün bir otobüsün boyutlarında olan milyonlarca buz parçalarından oluştuğunu bilebiliyorlar. Çünkü bunları ya bir videoda ya da bir kitaptaki resimlerde görüp son derece ilginç buldukları için belleklerine yerleştirmişlerdir. İşte AB vatandaşları bizim tembel olarak bellediğimiz 'okuma-yazma özürlülerini' bu yöntemlerle saptıyor ve 'adam' ediyorlar. Ama bu yöntem, spor alanında uygulanıyor Avrupa'da. Küçük çocuklarınım fizik yapılarına göre hesaplamalar yapılıyor ve daha ilkokul sıralarında okuyan çocuklara 'sen gülle atacaksın', 'sen güreşçi olacaksın', 'sen uzun atayacaksın' diye ayırıyor, spor eğitimlerini bu sıralamaya göre yaptırıyor ve Olimpiyatlar'da altın madalya toplatıyorlar. Bizler ise dayak yemekten, yasaklardan korkmaktan illa da adam olacağız diye stres altına girmekten başka bir işe yaramadık.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bir Zamanların Devrimcileri...   / 27-02-2005
 Kundakçılar Ve İtfaiyeciler   / 20-02-2005
 Çocukları Dövmek Yasak   / 13-02-2005
 Yunan Usulü Derin Devlet   / 06-02-2005
 Dostluk Zamanı   / 30-01-2005
 Elli Korkusu   / 16-01-2005
 Anılarla Dolu Bir Yılbaşı   / 09-01-2005
 30 YIL SONRA   / 26-12-2004
 Kültür farkımız var mı?   / 12-12-2004
 Büyük İskender Kim?   / 05-12-2004
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Türk halkı kan istiyor kan
Kimi zaman umutsuzluğa...
MEHMET ALTAN
Su dünyası...
Geçen gün, National Geographic Dergisi'nin...
ALİ POYRAZOĞLU
Bir sen kaldın yalnızlık gelince
Hiçbir şey olmadı...
REFİK DURBAŞ
Buluşma ya da "önemsizlik"
Hayatı da bilim dünyasına...
ÖNCEL ÖZİÇER
Lazarus misali tekrar dirilenler
Özelikle biz kadınlar,...
TURGAY NOYAN
Denizde kaç bayrağımız var?
Geçtiğimiz hafta Denizciler...
Klasiklerin sonuncusu modernlerin birincisi
Klasiklerin sonuncusu modernlerin birincisi
Western filmlerinde en hızlı silah çeken kovboy olarak ünlenmişti.
Helikopter-uçak geliyor
Helikopter-uçak geliyor
Amerikan uçak üreticisi Boeing ile helikopter imalatçısı Bell'in...
Tiroid vücudun orkestra şefi
Türkiye'de tiroid sorunu olan milyonlarca insan var. Daha çok...
Önce özgürlük sonra yemek
Avrupa'ya 'özgürlük, eşitlik ve kardeşlik' ilkelerinin yanı sıra mutfak...
Portakal çiçeği sahili ve trüf mantarı lezzeti
İberya Yarımadası'nda bulunan ve anlamı "Portakal çiçeği sahili" olan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.