kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Stelyo Berberakis @ SABAH
 

Kültür farkımız var mı?

İstanbul'daki tavernalarda Rum ezgileri, Atina'da da Türkçe şarkılarla eğlenmek şaşırtıcı değil.

ATİNA/İSTANBUL- Geçen hafta İstanbul'da olmama rağmen kendimi bir an Atina'da bu hafta içinde de Atina'ya geldiğim halde kendimi bir an İstanbul'da hissettim.
İstanbul'da Zorba Taverna'da Ziynet Sali, Türkçe ve Yunanca seslendirdiği şarkıları ana dili gibi okumasıyla tavernayı dolduran, Türk, Rum, Yahudi, Ermeni müşterileri kendinden geçirdi. Tabak kırıkları arasında oynanan sirtakiler, kasap havaları, Silifke ve misket oyunları, solmaya başlayan eski İstanbul'u oluşturan mozaiklerin rengini parlatıverdi adeta... Piste fırlayan 86 yaşındaki Vasili, sırtında taşıdığı bunca yıla rağmen oynadığı 'hakiki' kasap havasının gerektirdiği artistik figürleriyle gençlere hem taş çıkartıyor hem de eski İstanbul'un 'kulağı kesiklerinden' biri olduğunun bir kez daha altını çiziveriyordu.
Ziynet ise Türk mü Rum mu olduğu belli olmayan aksanıyla söylediği yeni ve eski şarkılarıyla tüm tavernayı ayağa kaldırıyor, müşteriler aynı şarkıları kendi dillerinde mırıldanıyor, hatta haykırıyordu. Ziynet'in Kıbrıs Türk kökenli olması İstanbul'da ne denli doğal karşılanıyorsa Yunanistan'dan ve Kıbrıs Rum kesiminden İstanbul'a gelen insanlar da o denli hayret uyandırıyordu.
Rumca'yı Türkçe kadar ana dili gibi konuşan Ziynet'in keyifli şarkılarını çiçekler ve tabak kırıkları arasında izlerken bir ara aklımdan "İşte Kıbrıs sorununu çözenlerden biri daha" düşüncesi geçiverdi. Çünkü Ziynet, Annan Çözüm Planı'nın gümlemesine aldırmadan; hayatın devam ettiğinin bilincinde olan sade bir Kıbrıs vatandaşı gibi öğrendiği şarkıları gönlünce söylüyor ve insanları coşturmasını biliyordu. Boşuna değil Ziynet'in İstanbul'daki varlığını öğrenen Kıbrıs Rumları, Ziynet'in "Türkçe ve Yunanca" seslendirdiği CD'lerini kendi radyolarında çalmaya başladılar ve radyo dinleyicileri CD'lerini nerede bulacaklarını öğrenmeye çalışıyorlar.
Aynı anda sözlerini meslektaşım ve yakın arkadaşım Zeynel Lüle'nin 1999'daki korkunç depremlerden esinlenerek yazdığı "Orada kimse var mı?" adlı şarkısının Türkçe ve Yunanca seslendiren Yavuz Bingöl'ün albümü geliyor aklıma...
İhtiyar delikanlı Vasil'in ayak figürlerini seyrederken de içimi "..Vasil'den sonra eski İstanbul'u oluşturan mozaik tanelerinin birinin daha kaybolacağı" türünde bir hüzün dolduruverdi.

SULUKULE EKİBİ

Atina'da da hemen aynı duygulara kapılmama yol açan bir gece yaşadım. Atina'nın Half Note adlı müzikholüne davetli olarak gelen Sulukule ekibi, salonu dolduran Yunanlı müşteriler tarafından göklere çıkartılıyordu. Sulukule ekibinin şantözleri varsın şarkıları Türkçe söylesin, salonu dolduran Yunanlı müşteriler aynı şarkıları Yunanca mırıldanıyor hatta haykırıyordu. Sulukule ekibi müzik ritmini hızlandırıp işi, göbek havalarına çevirince, piste fırlayan Yunanlı Sulukule dansözlerine taş çıkartırcasına oynamaya başladılar. Klarnetçi Hüsnü, buradaki atmosferin Avrupa'nın hiçbir yerine benzemediğini Yunanlılar'ın Türk müziğini çok beğendiklerini sezdiğini dile getiriyordu.
Ancak o da ne? Ekipte def çalıp zaman zaman ayağa kalkarak zıplayarak oynayarak müşterileri coşturan 70'lik Prokop da eski İstanbul'un "kulağı kesiklerinden" biri değil miymiş? Eski İstanbul günlerinde Zeki Müren, Gönül Yazar, Sevim Tuna, Adnan Şenses, Mustafa Sağyaşar, Sevil Heper, Yaşar Özer gibi ünlü Türk sanatçılarıyla birlikte çalışarak aynı pisti paylaşan Prokop Minaoğlu, Rumcayı hala "doğru dürüst" konuşamamaktan yakınırken; eski İstanbul'un hasretini çektiğini ve Sulukule ekibine eşlik etmekle sihirli bir şekilde gençleştiğini söylüyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bir Zamanların Devrimcileri...   / 27-02-2005
 Kundakçılar Ve İtfaiyeciler   / 20-02-2005
 Çocukları Dövmek Yasak   / 13-02-2005
 Yunan Usulü Derin Devlet   / 06-02-2005
 Dostluk Zamanı   / 30-01-2005
 Elli Korkusu   / 16-01-2005
 Anılarla Dolu Bir Yılbaşı   / 09-01-2005
 30 YIL SONRA   / 26-12-2004
 Kültür farkımız var mı?   / 12-12-2004
 Büyük İskender Kim?   / 05-12-2004
    Aktüel Pazar Yazarlar
  » Güncel
    Hobi
    Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
BALÇİÇEK PAMİR
Türk halkı kan istiyor kan
Kimi zaman umutsuzluğa...
MEHMET ALTAN
Su dünyası...
Geçen gün, National Geographic Dergisi'nin...
ALİ POYRAZOĞLU
Bir sen kaldın yalnızlık gelince
Hiçbir şey olmadı...
REFİK DURBAŞ
Buluşma ya da "önemsizlik"
Hayatı da bilim dünyasına...
ÖNCEL ÖZİÇER
Lazarus misali tekrar dirilenler
Özelikle biz kadınlar,...
TURGAY NOYAN
Denizde kaç bayrağımız var?
Geçtiğimiz hafta Denizciler...
Klasiklerin sonuncusu modernlerin birincisi
Klasiklerin sonuncusu modernlerin birincisi
Western filmlerinde en hızlı silah çeken kovboy olarak ünlenmişti.
Helikopter-uçak geliyor
Helikopter-uçak geliyor
Amerikan uçak üreticisi Boeing ile helikopter imalatçısı Bell'in...
Tiroid vücudun orkestra şefi
Türkiye'de tiroid sorunu olan milyonlarca insan var. Daha çok...
Önce özgürlük sonra yemek
Avrupa'ya 'özgürlük, eşitlik ve kardeşlik' ilkelerinin yanı sıra mutfak...
Portakal çiçeği sahili ve trüf mantarı lezzeti
İberya Yarımadası'nda bulunan ve anlamı "Portakal çiçeği sahili" olan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.