Kör bir ozan...
Önce destanlar için neler söylendiğini araştırıyorum. Karşıma çıkan ilk cümleler şunlar: "İlyada ve Odysseia, Egeli bir ozan olan Homeros'un yarattığı iki büyük destandır. Homeros, sözlü edebiyat geleneğini sürdüren bir ozandı. Bu destanları İsa'dan önce 9. yüzyılda yarattığı sanılıyor. Yazılışı, kaleme alınışı daha sonradır. Bu İzmirli büyük ozan, İlyada'da Troya kentinin destanını anlatır. Troya kenti, Çanakkale Boğazı'nın beri yakasında bugünkü adıyla Hisarlık Tepesi'ne kurulu zengin bir kentti. Yunanistan'dan gelen Akhalar'ın saldırısına uğrar. Bu savaşta iki toplum karşı karşıya gelir..."
***
Daha sonra aynı destanın farklı bir özetine rastlıyorum: "Her şey, Paris'in sihirli elmayı Afrodite'e vermesiyle başlar. Afrodite elma karşılığında Paris'e dünyanın en güzel kadınının sevgisini vaat etmiştir. Paris'in güzeller güzeli Helene ile karşılaşması ve elmayı alamayan Hera ile Athena'nın yüreklerindeki öfkenin kine dönüşmesi, Troya'yı alevler içinde bırakacak bir savaşı başlatır. Homeros'un 2 bin 700 yıllık ölümsüz destanı İlyada..." Can Yayınları İlyada Destanı'nı bir de çocuklar için özetlemiş: "İlyada, bundan üç bin yıl önce yaşamış Egeli bir ozanın kaleminden çıkmış, dünyanın en büyük destanlarından biri. Bu kitapta, Troya adlı bir kenti ele geçirmek için yapılmış yıllar süren bir amansız savaş anlatılıyor. Troya kenti, Çanakkale yakınlarında bir kentmiş. Bu büyük destanın yazarı olarak bilinen Homeros da Egeli, İzmirli bir ozan. Yani İlyada, bu toprakların yetiştirdiği bir ozanın kaleminden, yine bu topraklar üzerinde verilmiş bir amansız savaşın öyküsü oluyor."
***
Peki ya Odysseia? "Egeli büyük ozan Homeros'un destanlarından İlyada bir olayın, Odysseia ise bir kişinin destanıdır. Çağdaş okurlar, İlyada'dan daha sonra yaratıldığı anlaşılan Odysseia'yı, bir destandan çok çağdaş bir romana, bir filme benzetirler. Gerçekten de konusuyla romanı, kurgusuyla filmi andırır bu destan. Her iki destan, anlatım tekniği açısından da değişiktirler..." Bunların yazarı Homeros kim? Fazla bir bilgi yok. Bir iki satır: "Bu güzel destanı, tüm insanlığa armağan eden Homeros, günümüzden üç bin yıl kadar önce yaşamış Egeli, bizden bir ozan." Sonra laf gene hemen destanlarına geliyor: "Destanın ilk bölümü olan İlyada'da amansız bir savaşı anlatırken, insanoğlunun yüce barışçıllığını dile getiren Homeros, Odysseia'da, tek bir kişinin destanını söylüyor: Troya Savaşı bittikten sonra yurduna dönmek isteyen İthaka Kralı Odisseus'un destanını. Karısı Penelope'nin oğlu Telemakos'un özlemiyle yanıp tutuşan Odisseus'un, karşısına dikilen binbir güçlüğe karşın yurduna ulaşmak için verdiği akıllıca ve yiğitçe çaba, insanoğlunun dünya kuruldu kurulalı doğaya ve her türlü zorluğa karşı verdiği savaşımın bir simgesidir belki de. Düş ile gerçeğin birbirinden ayrılmadığı, yüzyıllar öncesinin bu masalsı dünyasında Odisseus'un başından geçen soluk kesici serüvenler iyiliğe, güzelliğe erişme çabamızda hepimizin başından geçen serüvenler değil mi biraz da?"
***
Homeros'la ilgili söylenenler ne kadar doğru? Colette Estin ve Helene Laporte, 1987 yılında yazdıkları "Yunan ve Roma Mitolojisi" adlı kitapta farklı iddialarda bulunuyorlar... Onların iddiasına göre Homeros'a atfedilen destanlar, dönemin Atina Valisi Peisistratos'un bir çabasının sonucudur. Kitabın tercümesinden okuyalım: "Eski çağa uzanan bir rivayete bakılırsa şu iki büyük destanın yazarı Homeros kör bir ozandır. Küçük Asya'nın birçok şehirleri ile yakınındaki adalar onun doğum ya da ölümüne sahip çıkarlar ama yaklaşık üç yüzyıldan beridir kendisinin varlığı bile tartışma konusudur. Yüzyıllar boyu belki de İ.Ö. 16. yüzyıldan itibaren bir takım ozanlar (Aedler) bayramlarda ve zengin evlerinde mitolojik öyküleri dile getiren şarkılarını söylemek için siteden siteye giderler. İ.Ö. 550'lere doğru Atina'da Tiran (Vali) Peisistratos Homeros türü şiirlerin yazı ile tespit edilmesini emreder. Böylece şiirler artık Rapsotlar tarafından okunacak ve bütün genç Yunanlıların eğitimine bunlar temel oluşturacaktır. Günümüzdeki tarihçiler İ.Ö. 9. yüzyıl ile 8. yüzyıl sonları arasında deha sahibi bir (ya da iki) ozanın Troya savaşının öykülerini şahane bir eser halinde toplamış olduğunu düşünmekten yanadır."
***
O muhteşem destanları ve onları anlatan İzmirli bir ozanla ilgili söylenenleri okuyunca insan, üç bin yıl önce yaşamış bu adamla ilgili bir destan okumak istiyor. Homeros destanı. O destan da herhalde insanın zamanı nasıl yendiğini anlatan bir destan olurdu.
|