|
|
|
|
|
|
4 milyonu aşkın kadın okuma-yazma bilmiyor
Dünya Kadınlar Günü'nde bazı veriler, Türk kadınının yaşamda sahip olduğu önemli yer ile bazı sorunlarının hala devam ettiğini ortaya koyuyor.
Türkiye'de 1975-2000 döneminde üniversite mezunu kadın sayısı 56 binlerden 910 bine kadar yükseldi. Ancak 2000 yılı itibariyle okuma yazma bilmeyen kadın sayısı hala 4 milyon 625 bini buluyor.
Doğuşta beklenen yaşam süresi açısından kadınlar, erkeklere göre daha şanslı görünüyor. Nitekim 1990 yılından 68.7 yıl olan kadınlarda doğuşta beklenen yaşam süresi, 2003 yılına gelindiğinde 71'e çıktı. Bu rakam erkeklerde 66.4 yılda kalıyor. Kadınlarda toplam doğurganlık hızı da geriliyor. 1990-2003 döneminde çocuk sayısı 3'ten 2.57'ye gerilemiş durumda.
Gebeliği önleyici yöntemlerin kullanılması açısından da artış görülüyor. 1998 yılında kadınların yüzde 63.9'u gebeliği önleyici yöntem kullanırken, bu oran 2003 yılında yüzde 71'e çıktı.
MECLİS'TE TEMSİLİ YETERSİZ
Buna karşılık, nüfusun yarısını oluşturan kadınların Meclis'teki temsil oranı ise yok denecek kadar az seviyede bulunuyor. Kadın milletvekili sayısı erkek milletvekillerinin sadece yüzde 4.2'sinde kalıyor.
Öte yandan kadınların aile içindeki durumu güçleniyor. 1990 yılında hane halkı reisleri içinde kadınların oranı yüzde 8.7 seviyesinde bulunurken, 2003 yılında bu oran yüzde 12.2'ye kadar çıktı.
KADIN SAYISI, 2030'DA ERKEK NÜFUSUNU GEÇECEK
Bu arada, DİE'nin projeksiyonlarına göre, bu yıl ortasında kadın nüfusunun 36 milyon 101 bini bulacağı, erkek nüfusunun ise 36 milyon 743 bin kişi olacağı tahmin ediliyor.
Bu yıl için kadınların doğuşta yaşam beklentisi 71.3 yıl olarak hesaplanırken, 2030 yılında ortalama yaşam beklentisinin 76 yıla çıkacağı öngörülüyor.
Bu tarihte Türkiye'deki kadın sayısının erkek sayısının önüne geçmesi bekleniyor. 2030 yılında Türkiye'deki kadın sayısının 46 milyon 854 bin, erkek sayısının da 46 milyon 841 bin olacağı tahmin ediliyor.
ÇALIŞMA HAYATINDA KADIN
2000 yılı sayımında nüfusun 33.4 milyonluk bölümünü oluşturan kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 39.6 seviyesinde kalırken, 9.4 milyon kadın çalışıyor.
Buna karşılık kadınlar işsizlik oranı açısından erkeklere göre daha şanslı görünüyor. Erkeklerde 2000 yılı için yüzde 9.9 olan işsizlik oranı kadınlarda yüzde 7.2 seviyesinde kalıyor.
Tarım dışı kadın çalışanların oranı da hızla artıyor. 1997 yılında yüzde 17.7 olan bu oran 2003 yılına gelindiğinde yüzde 20.6'ya çıktı.Tüm bunlara rağmen, kadın ve erkek çalışanların ücret dengesizliği ise devam ediyor. Kadınların eğitim durumuna göre değişmekle birlikte ücretleri erkeklerin altında kalıyor.
EĞİTİM
Okuma yazma bilmeyen kadın sayısı, hala yüksek seviyede bulunuyor. 2000 yılı itibariyle Türkiye'de 25 yaşın üzerinde okuma yazma bilmeyen kadın sayısı 4 milyon 625 bini buluyor. Bu rakam erkeklerde 1 milyon 176 bin kişide kalıyor. Buna karşılık, 1975-2000 döneminde kadınların eğitimde büyük mesafe kaydettikleri de görülüyor.
Nitekim dönem başında 1 milyon 920 bin seviyesinde olan ilkokul mezunu kadınların sayısı 7 milyon 644 bine, 167 bin olan ortaokul mezunu sayısı 896 bine, 199 bin olan lise mezunu sayısı da 1 milyon 539 bine çıktı. Üniversite mezunu kadın sayısı da 56 binlerden 910 bine kadar yükseldi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|