|
Beklenen gelin görücüye çıktı
|
|
Elbette filmin erotizmi biraz daha diri olabilirdi, elbette bazı sahneler biraz mizansen kokuyor... Ama filmin bütünü Atıf Yılmaz'ın engin deneyimini yansıtıyor. Ben bu gelini sevdim.
Atıf Yılmaz ustanın son filmi, tam ona layık tipik bir Yılmaz filmi. Akışkan, estetik, şık bir sinemayla anlatılmış, edepli bir erotizm içeren, büyük bir rahatlık ve yumuşaklıkla çekilmiş... Zaten onun kadar kasaba hayatını yakalayıp, bir filme sığdırabilmiş yönetmenimiz var mı? 1930'larda geçen hikaye, artık varolmayan, o zamanlar varolduğu da tartışmalı bir kuruma, "eğreti gelinlik" olayına dair. Yani, evlenme yaşına geldiği halde hala cinselliği tanımamış gencecik delikanlılara bunu öğreten ve böylece gelecekteki evlilik hayatında başarı ve mutluluğu sağlayan "kiralık olgun kadın" kimliği... Öncelikle bu karakteri, kendi adıma bizim toplumun sosyolojisine son derece uygun buldum. Ayrıca böyle bir hikaye, genç çocuk-olgun kadın ilişkilerini sık sık işleyegelmiş edebiyata ne kadar yakın duruyor. Ve de ne kadar ilginç bir dramatik çıkış sağlıyor... Çünkü çocukluk arkadaşıyla sözlü ve evlenmek üzere olan belediye başkanının genç oğlu Ali için, hayat henüz bir oyundur: O annesinin deyimiyle "daha bebeklerle oynamaktan kurtulamamıştır" ve tek düşündüğü şey tiyatroculuktur. Ama hayat beklemez ki... Onun için ana-baba, kasabanın bohçacı kadını Çeneto aracılığıyla bir "eğreti gelin" bulurlar: Yani genç çocuğa aşk oyunlarını öğretecek 35'lerindeki Kostak Emine... Ne var ki Emine'nin elini onun için kana bulamış ve hapisten çıkmak için gün sayan belalı bir sevgilisi vardır. Ve de ilk kez kendisine utangaçlık ve şefkatle yaklaşan gencecik bir çocuğu sevebilecek bir kalbi...
OYUNCULARIN KATKISI ÇOK Atıf Yılmaz, öyküyü büyük bir ustalıkla görselleştirmiş. Kastamonu'nun dekor olarak kullanılışı, gezginci tiyatronun temsilleri, bir büyük sahneye dönüşen sokaklar. Ve de çok iyi bir oyuncu kadrosu. Elbette filmin erotizmi biraz daha diri olabilirdi. Elbette bazı sahneler biraz mizansen kokuyor. Bir-iki oyuncu da sanki kendi başına bırakılmış gibi... Ama filmin bütünü, Yılmaz'ın engin deneyimini yansıtıyor. Attila Özdemiroğlu'nun Türk musikisi kullanarak yaptığı müziğe, Kenan Ormanlar'ın evrensel düzeydeki görüntülerine de bayıldım. Ve de oyunculara. Nurgül Yeşilçay bu filmle starlığa dev bir adım atıyor. Onur Ünsal büyük bir keşif. Onun o masum yüzü ve incelikli oyunu olmasa, film hiç başarılı olmayabilirdi. Müjde Ar, Füsun Demirel, Şevket Çoruh, Metin Akpınar da filme büyük katkısı olan sanatçılar. İşte beklenen "Eğreti Gelin" görücüye çıktı. Ben bu gelini sevdim. Hatta oğluma bile alırım!..
EĞRETİ GELİN Yönetmen: Atıf Yılmaz Senaryo: Gül Dirican, A. Yılmaz, Tarık Günersel Görüntü: Kenan Ormanlar Müzik: Attila Özdemiroğlu Oyuncular: Nurgül Yeşilçay, Onur Ünsal, Şevket Çoruh, Müjde Ar, Füsun Demirel, Fikret Hakan, Metin Akpınar, Eylem Yıldız, Pınar Öğün, Nilüfer Aydan Yeşilçam Film yapımı.
|