| |
İki cinayet
Basın özgürlüğü sadece demokrasinin değil, bir rejimin meşruiyetinin de temel kriterlerindendir. Bir ülkede gazeteciler karanlık güçlerce kaçırılıp öldürülüyorsa, bilin ki orada iktidar mafyalaşmış, rejim paryalaşmıştır. Ve iktidar için de, rejim için de geri sayım başlamıştır. Tıpkı Ukrayna'da olduğu gibi. Bundan önceki Devlet Başkanı Leonid Kuçma döneminde "Avrupa'da en çok gazetecinin öldürüldüğü ülke" haline gelen Ukrayna'da bir faili meçhul, bardağı taşıran damla oldu. 16 Eylül 2000 tarihinde Heorhiy Gongadze adlı gazeteci güpegündüz Kiev'de ortadan kayboldu. 31 yaşındaki Gongadze, internet ortamında yayın yapan "Ukraynska Pravda" gazetesinin sahibiydi ve Kuçma yönetiminin yolsuzluklarını sergiliyordu. 10 Ocak 2001 tarihinde Kiev'in 150 kilometre kadar dışında başsız bir ceset bulundu. DNA testleriyle Gongadze'ye ait olduğu belirlendi. Boğulmuş, sonra benzin dökülüp yakılmıştı. Yetmemiş, başı kesilmişti. Ukrayna'yı Portakal Devrimi'ne götüren süreç bu cinayetle başladı. Bugünün iktidarı olan dönemin muhalefeti cinayetten Kuçma'yı sorumlu tuttu. Ancak üstünkörü soruşturmanın ardından dosya rafa kaldırıldı. Elinde cinayetin Kuçma ve yakın çevresinin talimatıyla işlendiğini kanıtlayan bant kayıtları olduğunu söyleyen başkanlık sarayının eski muhafızlarından Mikola Melniçenko can derdine düşüp ABD'ye sığındı. Seçim kampanyasında Gongadze cinayetini çözeceğine yemin eden yeni Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko üç gün önce müjdeyi verdi: Gongadze'nin kayıp başı bir derede bulunmuş ve cinayet büyük ölçüde aydınlanmıştı. Sonra Ukrayna Başsavcısı Sviateslev Piskun'un açıklamaları geldi: Gongadze'yi kaçırıp öldüren ekip iki albay ve bir generalden oluşuyordu. Ve emri dönemin İçişleri Bakanı Yuri Kravçenko vermişti. "4 Mart Cuma günü eski bakanın ifadesine başvuracağız" dedi Başsavcı. Ama başvuramadılar; Kravçenko dün sabah evinde ölü bulundu! İntihar etmişti. Şimdi herkes Çek Cumhuriyeti'nde bir ılıcada tatil yapmakta olan Kuçma'ya adaletin ne zaman uzanacağını merak ediyor.
Azerbaycan'a dikkat Ukrayna'dakine benzer çürüme ve mafyalaşmanın işaretleri Azerbaycan'da da görülmeye başladı. İlham Aliyev yönetimine muhalefetiyle tanınan "Monitör" dergisinin genel yayın yönetmeni Elmar Hüseynov karanlık güçlerce öldürüldü. Adeta "geliyorum" diyen bir cinayetti bu. Rüşvet ve yolsuzluk olaylarının üstüne giden Hüseynov önce ağır para cezalarıyla sindirilmek istendi. Susmadı. Güvenlik güçlerince feci şekilde dövüldü. Yine susmadı. Geçen 28 Ocak'ta Başkan Aliyev'in amcası Celal Aliyev, muhalif basınla mücadeleyi yoğunlaştıracaklarını açıkladı. İşaret fişeğiydi bu. Birkaç gün sonra "Monitör" dergisi yazarlarından Akper Hasanov kaçırılıp Bakü'de bir garnizona götürüldü. Derginin son sayısında Geranboy bölgesinde üslenmiş bir askeri birliğin perişan durumunu anlatan yazıda onun imzası vardı. Kaçıranlar baskı yaparak, tehdit ederek, Hasanov'a askerleri kızdıran yazıyı Hüseynov'un kaleme aldığına ilişkin bir itiraf imzalattılar. Ve üç gün önce Hüseynov sabah evinden çıkarken, birden elektrikler kesildi. Tekrar geldiğinde Hüseynov yerde yatıyordu. Cansız. Susturuculu silahla 7 el ateş edilmişti. 2'si kalbine saplanmıştı. Katil ya da katiller "Biz adamı böyle sustururuz" mesajı vermek için, ağzına da bir kurşun sıkmışlardı. Aliyev ucu kime varırsa varsın bu cinayeti aydınlatmak zorunda. Yoksa... Ukrayna'ya baksın, geleceğini görsün.
|