|
En fiyakalı lokanta
|
|
Four Seasons 50 yıldır dünyanın en ünlü restoranlarından biri. Gerçek bir mimari ve tasarım harikası. Müdavimleri ise dünyanın en zengin ve etkili isimleri. İsviçreli bir şef ve 30 aşçıdan oluşan mutfak ekibi akla gelebilecek her çeşit yemeği hazırlıyor.
Dünyanın merkezinde bir yemek
New York'taki etkili ve yetkili herkesin favori adresi The Four Seasons Restaurant, her şeyin hızla tüketildiği günümüzde 50 yıldır ilk günkü haliyle duruyor.
Geçtiğimiz günlerde Philip Johnson öldü. 98 yaşında ölen Johnson bugünün mimarisini hem doğrudan hem de dolaylı etkileyen önemli isimlerdendi. Johnson bazıları için dönek, bazıları için ise Amerikan mimarisinin "şeyh'ül muharririni" olabilir. Bunu tartışmak da bizim işimiz değil. Eminiz bütün dünyada mimarlık ve sanat tarihçileri Johnson'ı ele alan akademik yazılar yayınlayacaktır. Bizim konumuz şu: Philip Johnson "prestiji açısından" bugün hala bütün dünyanın en "fiyakalı" lokantalarından birisinin de mimarı idi. Üstelik de her şeyin değişip durduğu, hızla tüketildiği günümüz dünyasında yapıldığı gün gibi duran bir lokantanın. New York'taki The Four Seasons (aynı ismi taşıyan otel zinciri ile bir ilgisi yok) 1955 yılında inşaa olunmuş. İşte konumuz bu lokanta.
DUVARDA PICASSO Yiyecek içecek sektörü bütün dünyada tasarım ve mimari ile o denli içiçe ki. Bugün bu bizi şaşırtmıyor. Ama 1950'lerden söz ediyoruz (lokantanın içinde bulunduğu Seagram binasının planlanması 1954'te başladı, binanın tümü ile bitip açılması ise 1958). Yani dile kolay, yarım asır öncesinden. Lokanta ve bulunduğu binayı planlayanlar Johnson ve Mies van der Rohe idi. Günümüz modern mimarisi için Mies, çıkışını Amerika'da sürdürmüş bir ahir zaman peygamberi gibi idi. Johnson ise ev sahibi ile hami arasında. Bu proje ortak işlerinden. Lokantanın koltukları Eames tarafından tasarlanmıştı. Giriş duvarındaki resim Miro tarafından çizilmişti. Grill ve Havuzlu Salonu bağlayan geçişteki devasa duvarda asılı resim ise Picasso'nundu. Her şeyi anlattık. Ya binayı, lokantayı yaptıran? S. Bronfman. Johnson ve Mies projeyi kendisine anlattıklarında sormuş: "Gökdeleni bu kadar geri çekmemiz gerekli mi? Giriş platformunda inşaa edebileceğimiz metrekare bize yılda 5 milyon USD kira geliri sağlardı!" Mimarlar bu giriş parkı "Mimari için hayati" deyince "Tamam" demiş. Herkes Bronfman'ı, Medici'lerle kıyaslıyor. Ayrıca listede şunlar da var: Halıları tasarlayanlar, lambalar, tuvaletler, vs. Her birisi daha o günlerde dahi birer yıldız olan sanatçıların, bugün artık bir müze gibi olan binayı tasarlamak için nasıl bir heyecan duyduklarını bilmeyen yok. O günün New York'unda gelen teklifi reddeden Rothko olmuş: New York'un, kendi deyimiyle "en varlıklı haydutları" için inşaa olunan lokantayı daha baştan telin etmiş. "Varlıklı haydutları" bugün Fortune Dergisi şöyle tanımlıyor: The Four Seasons lokantasında metrekare başına düşen güç Beyaz Saray'dakinden fersah fersah fazla!
PARANIZ VARSA Burası bir "club" gibi. Müşteriler neredeyse hep aynı insanlar. Binanın müelliflerinden Johnson 42 yıldır her öğle yemeğinde buraya geliyormuş. Aynı masaya, aynı koltuğa: Numara 32. Yerini sadece gelmeyeceği beyan olundu ise başkasına veriyorlarmış. Jacqueline Kennedy burası için "Katedral" dermiş. "İlk kocasının" 45'inci doğum günü partisini burada vermiş. Yine Elton John ve Rolling Stones da buranın müdavimlerinden. Sonra meşhur "kozmetik kraliçesi" Lauder buraya her gün gelenlerdenmiş. CNN'in Lou Dobbs'ı, CBS'in CEO'su Carmerson, emlak kralı J. Spyer, Conde Nast'ın ceo'su Newhouse Jr., Vanity Fair'in genel yayın yönetmeni... Kısacası New York'daki etkili ve yetkili herkesin favori adresi. İçerisi nasıl bir yer, onu da anlatalım. 15 metre tavan yüksekliği, duvarlardaki ceviz lambriler ve ölçülü aydınlatma içeriye gerçekten bir mabet havası veriyor. Peki müşterilerin görünüşleri, üstleri, başları... İçki tröstü Seagram'ın medya ve müzik devi Vivendi ile evliliğinden beri "yüksek katlardan" gelen müşterilerin bir kısmı, koyu elbiseli de olsalar kravatsız, hatta bir kısmı "casual chic" dediğimiz, üslupda rahatça giyinmiş insanlar. Ya mutfak ekibi ve baş aşçı? Uzun yıllardan beri mutfak İsviçre doğumlu Christian Albin'in elinde. Ne yemekler var? Mutfak ana hatları ile sık değişmiyor. İsviçreli şef ve 30 aşçıdan oluşan ekibi Rosti'den başlayıp Dover dil balığına uzanan eklektik bir menüyü servis ediyorlar. Peki mutfak başarılı mı? New York Times'ın yemek eleştirmeni son sözü söylemiş. "Müşteriler buraya diğer masalarda oturanlarla yan yana olmak için para ödüyorlar." Öyle ya da böyle. 21. Yüzyıl dünyasının merkezinde "modern mimari anıt tescili" altındaki bir lokantayı kimse görmezlikten gelemez. Bakın, Mayıs'ın 18'inde ilgi çekici bir şarap tadımı varmış. Son 100 yılın en gözde şaraplarından Chateau Lafite Rothschild, The Four Seasons Restaurant'da bir gövde gösterisi yapacak. Geçtiğimiz yüzyılın baştan çıkartıcı rekolteleri: 2000, 99, 98, 96, 95, 90, 89, 88, 86, 85, 82, 76, 75, 70, 61, 59, 53 ve 1900. Nasıl? Şayet adam başı verecek 896 USD'ınız varsa sakın 32 numaralı masaya dönüp mütevaffa Johnson'ın hatırasına kadeh kaldırmayı ihmal etmeyin!
|