|
|
|
|
|
|
Nazlı kız hanım ağa oldu
Erkeklerin dünyasında tam yedi yıl dişiyle tırnağıyla uğraşarak bir yer edinen Suna Kepoğlu, "Bunu kendim istedim" diyor, hiçbir şey için bu "yer"den vazgeçmeyeceğini vurguluyor.
Suna Kepoğlu tam bir hanım ağa. Diyarbakır Silvan'da dolaştığında yediden yetmişe herkes Kepoğlu'nu tanıyor. 10 bin dönüm arazi, 25 köyün sorumluluğunu 25 yaşındayken aldı. Suna Kepoğlu bu sorumlulukla birlikte genç kızlığa veda ederek, hayatında yeni bir sayfayı da açmış oldu. Artık o köyün nazlı kızı değil, aşiretin hanım ağasıydı. Erkeklerin dünyasında kendine dişiyle tırnağıyla uğraşarak tam yedi yılda yer edinebildi. Geçen yedi yıl içinde hayatında değişimler de oldu. Kara kaşlı kara gözlü selvi boylu Suna gitti, tuttuğunu koparan, elinde tespihi köyleri turlayan, siyasete el atan bir kadın geldi. Bu haline zamanla aşiret de alıştı, kendi de. Suna Kepoğlu'nun Silvan'da bu denli sözünün geçer olması O'nu, Güneydoğu İş Kadınları Derneği'nin de olmazsa olmaz bir üyesi yaptı.
'25 YAŞINDA AĞA OLDUM' Suna Kepoğlu'nu Silvan'ın tek hanım ağası yapan biraz da kaderin cilvesi. Adalet ve Anavatan partilerinde milletvekilliği yapmış Mahmut Kepoğlu'nun kızı olan Suna, ağabeyinin ve babasının ölümünün ardından aşireti yönetecek erkek kalmayınca koltuğu devralmaya karar vermiş. Aşiretin başına geçeceğini açıkladığında henüz 25 yaşında olduğunu anlatan Kepoğlu; "Beş kız bir erkek kardeştik. Önce ağabeyim Adil öldü, ardından babam. Babamdan sonra Kepoğlu Aşireti sahipsiz kaldı. Aile büyüklerini ve ahaliyi bir yemekte topladım. Ailenin başına geçmek istediğimi söyledim. İlk başlarda herkes sevinmedi, kadın olduğum için beceremeyeceğimi düşünenler oldu ama sonra herkes alıştı" diyor. Kepoğlu Silvan'da sadece aşiret reisliği yapmakla kalmadı, siyasete de el attı. Bir dönem Doğru Yol Partisi Silvan İlçe Başkanlığını üstlendi. "Şimdi biraz ara verdim ama yeniden kolları sıvadım. Başkanlık koltuğuna yeniden oturacağım" diye konuşuyor.
'KADINIZ VE DOĞU'DA AYAKTAYIZ' Siyaset, köy, ahali derken bin parçaya bölünen Suna Kepoğlu Güneydoğu İş Kadınları Derneği'ne üye olmadan önce uzun uzun düşünmüş; "Benim kitabımda başarısızlık yazmaz, ben bu güne kadar hiçbir konuda başarısız olmadım bugünden sonra da olmak istemem. Dernek için üye ol dediklerinde çok düşündüm vakit ayırabilir miyim diye? Ama kadınlar ve çocuklara yönelik projeleri duyunca dayanamadım. Bir de kadının gücünü göstermek lazım diye düşünüyorum. Bu dernek çok önemli bir mesaj içeriyor. Biz kadın olarak Doğu'da ayaktayız, herkes gelip buraya yatırım yapabilir diyoruz" diyor.
'ARTIK TEK TERÖR AÇLIK' "Yatırım yapın bekçiliğini biz yaparız" diyerek tüm yatırımcılara taahhütte bulunan Kepoğlu ancak bölgeye yardım etmek isteyenlerin göçü engellemeleri gerektiğini söylüyor. Kepoğlu "İnsan açsa kendi toprağını bırakıp göç eder ama yatırım yapıp iş imkanı sağlarsanız kimse doğduğu yerleri bırakmaz. Burada artık çok huzurlu bir ortam var. Ben gece yarısı bile köyleri gezebilirim. Artık terör yok. Buradaki tek terör açlık" diye yol gösteriyor. Avrupa Birliği yolunda yapılan reformlarla küçük çiftçinin yok olacağını, büyük olanların ayakta kalacağını üzüntüyle belirten Kepoğlu, bölgenin önemli sorunlarından birinin de göç olduğunu vurguluyor ve devam ediyor; "Sadece benim ailemden bin kişi İstanbul'a göçtü. Her gün sekiz aile göçüyor. Genç nüfus neredeyse kalmadı. Bu sadece Silvan için değil Türkiye için büyük tehlike. Bu insanların memleketlerine geri dönmeleri sağlanmalı."
'MODAMI ABLAMLAR BELİRLİYOR' Her sabah erken kalktığını söyleyen Kepoğlu'nun güne dair bir programı yok. Çevresi erkek yardımcılarla ve köylülerle çevrili Suna Kepoğlu günlük işleri takip ettikten sonra, evine gelen köylülerin dertleriyle ilgileniyor. Varsa taziyelere katılan Kepoğlu bu rutin programın dışında kendine pek vakit ayıramıyor. Öyle ki alışveriş yapmak bile lüks haline gelmiş genç kadın için; "Ankara'da ablamlar oturuyor. Onların yanına gittiğimde bana ne modaysa alırlar onlar benim modamı belirliyor. Aslında gezmeyi çok severim Akdeniz, Ege'yi çok gezdim ama işten fırsat kalırsa gezebiliyorum" Kepoğlu durum böyle olunca evlilik için bile fırsat bulmanın güçlüğüne dikkat çekiyor sonra; "1999'dan beri kendimi halka adadım. Benim ne özel ne sosyal hayatım var. Evlenmeyi düşünmedim çünkü benim hayatım çok dolu geçiyor, ikinci bir sorumluluk alamam. Evlilik öyle basit bir olay değil. Kısmet de değilmiş. Bir erkek bu ağırlığın altında ezilir zaten benimle evlenmez."
Sonat CANIDAR
|
|
|
|
|
|
|
|
|