|
|
|
|
|
|
Londra'da Ortadoğu zirvesi
Filistin Yönetimi'ne destek vermek üzere BM Genel Sekreteri Kofi Annan ve 23 ülkeden üst düzey temsilciler Londra'da buluştu..
Avam Kamarası'nın karşısındaki büyük konferans merkezi Queen Elizabeth Hall'da düzenlenen toplantıya, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice, BM Genel Sekreteri Kofi Annan, AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana, Filistin lideri Mahmud Abbas ile 20'yi aşkın ülkenin dışişleri bakanları katıldı.
Dünya Bankası ve Uluslararası Para Fonu'nun da temsilci bulundurduğu konferansın başlangıcında merkezin önünde toplanan bazı gruplar protestolarda bulundu.
Son derece geniş güvenlik önlemlerinin alındığı konferans merkezinin çevresindeki bütün park yerleri geçici olarak hizmete kapatılırken, bina çevresinde kuş uçurtulmadı.
Başbakan Tony Blair'in Filistin lideri Abbas ile toplantı salonuna girdiği, ABD Dışişleri Bakanı Rice'ın da AB Yüksek Temsilcisi Javier Solana ve diğer konuk ülkelerin dışişleri bakanlarıyla sohbetler yaptığı dikkat çekti.
İsrail'in temsilci bulundurmadığı toplantı medyanın da ilgi odağı oldu. Konferans merkezi çevresindeki çok sayıda canlı yayın araçları bulunuyor.
BLAIR'DEN AÇIŞ KONUŞMASI
Toplantıda bir tarafına BM Genel Sekreteri Annan, diğer tarafına da Filistin lideri Abbas'ı alan İngiltere Başbakanı Blair, ev sahibi ve toplantının düzenleyicisi olarak bir açış konuşması yaptı.
Uluslararası kamuoyunun Ortadoğu'daki sorunun iki devlet esasına dayanan bir formülle çözümlenmesini istediğini hatırlatan Blair, bu çözüm içinde İsrail'in güvenliğinin sağlanması ve yaşatılabilir bir Filistin devletinin kurulmasının amaçlandığına dikkat çekti.
Ortadoğu'daki sorunun çözümünün, sadece İsrail, Filistin ve bölge için değil, bütün dünya için büyük önem taşıdığını, bütün dünyayı tehdit eden terör hareketlerinin bölgedeki aşırılıklardan beslendiğini belirten Blair, ''Sorunun çözümü, sadece İsrail ve Filistin'in güvenliği ve refahı için değil, bütün dünyanın güvenliği için önemli'' dedi.
Teröristlerin hala bölgede büyük eylemler yaparak süreci olumsuz etkilemeye çalıştıklarına işaret eden Blair, geçen hafta düzenlenen terör eyleminin de süreci rayından çıkartmaya yönelik olduğunu vurguladı.
''Ancak bu çabalar bizim barış çabalarımızı durdurmayacak, aksine ikiye katılacak'' diyen Blair, Abbas'ın seçim sonucu Filistin yönetiminin başına gelmesini, son derece önemli bir gelişme olarak niteledi.
Her iki taraftan gelen barışa yönelik olumlu işaretlere rağmen sürecin hala çok hassas olduğunu belirten Blair, barış için yol haritasına dönüş öncesinde Filistin yönetimine güvenlik, ekonomi, demokrasinin oluşturulması gibi temel konularda yardımcı olmayı hedeflediklerini anlattı. Bütün uluslararası kamuoyunun Filistin'e bu konularda yardımcı olmak istediğini belirten Blair, ''Bizler Filistin'e yardım için buradayız. Onları destekleyerek, aslında barış sürecinin kendisini desteklemiş oluyoruz. Yapılacak yardımlar Filistin halkına ve dolaylı olarak da kurulacak devletin geleceğine katkı yapacak'' dedi. ''Önümüzdeki büyük fırsatı kaçırmamalıyız'' diyen Blair, süreçte iyi niyetin önemine dikkat çekti.
ABBAS: ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPIYORUZ
Filistin yönetimi lideri Mahmud Abbas, Filistin'in karmaşık bir yapıya sahip olan ve birbiriyle rekabet içindeki güvenlik güçlerinin tek elde toplanması için karar aldıklarını belirtti ve Filistin'de iç güvenliğin sağlanacağına dair kararlılığını vurguladı.
Konferansın açılışında konuşan Abbas, iç güvenliğin sağlanması yolundaki çabalarının ve barış için üzerlerine düşeni yapmayı sürdüreceklerini söyledi.
BM Genel Sekreteri Annan da Ortadoğu'da barışın sağlanmasının önemine işaret etti. Annan, bölgedeki güvenlik eksikliğinin her alandaki çabaları olumsuz etkilediğine dikkat çekerek, İsrail tarafından oluşturulan kontrol noktaları ve barikatların Filistin'in ekonomik gelişmesine darbe vurduğunu belirtti. Annan, bu durumun düzeltilmesi gerektiğini vurguladı.
Uluslararası toplumun İsrail ile birlikte durumun düzeltilmesine yardımcı olması gerektiğini ifade eden Annan, bölgede bir iyimserlik rüzgarının estiğini, bunun da umutları artırdığını söyledi. Birlikte çalışma kararlılığının da önemine işaret eden Annan, Londra konferansının da sürece katkı sağlayacağına inandığını bildirdi.
|
|
|
|
|
|
|
|
|