kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
  » Aktüel Pazar
    Otomobil
    Sinema
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ne Seda'yı üzmek isterim ne de ailemi
Ne Seda'yı üzmek isterim ne de ailemi
Seda'nın yatırımlarını yönlendirdim
Karım her sabah 6'da kalkıp kahvaltı hazırlar

6'da kahvaltımı hazırlayıp çıkar

Hakan Şükür'ün kardeşi, Seda Sayan'ın kocası... Gökhan Şükür ilk kez konuştu.

Seda çocuk için bana zaman tanıdı. O süreyi aşmadan ben de kararımı vereceğim. Ama o bir karar alırsa, aşk falan dinlemez.
Evlilikte kadının parası, erkeğin parası diye bir şey olur mu? Ben 22 yaşımdan beri de para kazanıyorum.
Ailem eskisi kadar baskı yapmıyor. Onlara Seda'yı anlattım. Belki ileride daha farklı bir boyuta gelebilir ilişkileri. Her şeyin ilacı zaman...



Ne Seda'yı üzmek isterim ne de ailemi

Hakkında çıkan söylentilere kulaklarını tıkadı, inat etti ve sonunda aşk galip geldi. Ailesinin onay vermemesine rağmen Seda Sayan'la evlenen Gökhan Şükür, yaşadıklarını ve hissettiklerini tüm içtenliğiyle anlattı.

Futbolda o da vardı ama adı hiçbir zaman abisi Hakan Şükür'ün önüne geçemedi. Sakatlıklar nedeniyle profesyonel futbol yaşantısına nokta koydu. Sonra onu Seda Sayan'ın yanında gördük; yaşı küçük, gizlenen sevgili olarak. Bu beraberliği sahiplenebilmeleri zaman aldı çünkü Şükür ailesi tepkiliydi. Her şeye rağmen geçtiğimiz yıl evlendiler. Aşkın her şeyin üstünde olabileceğinin mücadelesini en esaslısından verdiler... Aile bu beraberliği hala kabullenmiyor ama evliliklerindeki tek sorun artık bu da değil. Çünkü Seda Sayan çocuk istediğini ve eğer çocuk sahibi olamayacaklarsa ayrılabileceklerini söylüyor. Gökhan Şükür, bugüne kadar hiç konuşmadı. Onu konuşmaya ikna etmek de pek kolay olmadı. İşte hep gölgede kalmış bir adamın öyküsü...

* Sizden söz ederken "Hakan Şükür'ün kardeşi ya da Seda Sayan'ın eşi" diyoruz. Kimsiniz siz? Kendinize çok mu güveniyorsunuz da ortalarda yoksunuz, yoksa başarılı bir abinin gölgesinde kalmış bir kardeş misiniz? Siz ne yaparsanız yapın, toplum görmek istediği gibi görüyor. Olayları akışına bıraktım. Doğru, önde Hakan Şükür var ve ben ikinci planda değerlendirildim her zaman. Kimse direkt Gökhan Şükür diye bakmıyor.

* İlk çocuk Hakan Şükür olduğu için onunla daha çok ilgilenildiğini söyleyebilir miyiz? Aslında aile ikimize de önem verdi. Benim de profesyonel futbol geçmişim var. Ciddi sakatlıklar geçirdikten sonra bırakmak zorunda kaldım. Yoksa o potaya ben de girerdim. Ama abim girdi...

* Babanız sizinle de abinizle uğraştığı kadar uğraştı mı? İnanılmaz uğraştı. Bana da çok emek verdi ama herkesin kaderi farklı oluyor. Hakan Şükür ilerleyip gittiğinde, ben biraz geride kalınca bana gösterilen çaba daha da arttı. Bu da ister istemez bende biraz baskı yarattı. Çünkü ailenin içinden bir yıldız çıkmış ve sizin de onu yakalamanız gerekiyor.

* Babanızda "Bu da abisi kadar başarılı olmalı" beklentisi mi vardı? Evet ama kısmet değilmiş olmadı. Benim profesyonel futbol hayatımda başarılı olduğum spor kamuoyu tarafından bilinirdi. "Gökhan da geliyor" derlerdi. Ama ciddi sakatlıklar beni geride bıraktı. Bunlar üstüste gelince ben de "Herhalde futboldan hayatımı kazanamayacağım" dedim ve bıraktım. Dört senedir oynamıyorum. Ayrıca Hakan Şükür'ün kardeşi olmak problem yaratıyor. Gittiğin takımlarda problem oluyor. Hakan Şükür bir yerden sonra ekonomik gücünü inanılmaz derecede kazanmış bir insan. Sen ikinci ligde oynarken, adam sana farklı gözle bakıyor. "Bunun abisi var, bunun parası çok. İhtiyacı yok. İhtiyacı olanlara destek çıkalım" dedikleri zaman, bu da seni geri atıyor. Sinirini bozuyor.

* Abinizi kıskanır mıydınız? Hiç kıskanmadım. Onun heyecanını ve mutluluğunu her zaman yaşadım.

* Babanız gerçekten canınızı yakacak kadar otoriter miydi? Serttir babam. Bir Osmanlı tarafı vardır. Ayrıca spordan gelmiş, yıllarca yöneticilik yapmış bir insan. Abime strateji konusunda çok faydası olmuştur. Bir antrenör gibi ilgilendi. Sertti. Belki de o sertlik abimi futbolcu yaptı. Bana biraz daha yumuşak davrandılar. O sertlik bana da gösterilseydi belki ben de daha fazla asılabilirdim futbola. Zaten sakatlıklar da olunca, baktım ki buradan bir şey kazanamayacağım, bıraktım.

* Bırakırken ne düşündünüz? Ticarete atılırım diye düşündüm. İsviçre'de bir menajerlik şirketi kurdum. Abimin iki transferini ben yaptım. Ama Türkiye'de bunu yapamayacağımı anladım. Çünkü Türkiye'de menajerlik, kulüp kapılarında beklemekten geçiyor.

* Futbol bir zeka işi ama abinizin bazen maçlarda yaptığı hareketler insanı çileden çıkarıyor. Sanırım fazlasıyla duygusal. Siz ise daha farklısınız, yanılıyor muyum? Doğru söylüyorsunuz, abimin tek problemi duygusal olması. Onun yerinde olsaydım, Hakan Şükür ismini her türlü farklı kullanabilirdim. Marketing açısından yüzde 30'unu kullandı. Duygusallığını atabilseydi pazarlamadan yüzde 100 yarar sağlayabilirdi. Benim o konularda duygusallığım yok. Abim her şeyden etkileniyor. Etkilenmese daha büyük yerlerde olabilirdi. Tamamiyle duygusallığı ve yurt dışında yapamama psikolojisiyle bu noktada kaldı.

TANIDIKÇA BAĞLANDIM SEDA'YA

* Abiniz bütün yükü omuzladı, para da kazandı... Onun aileye getirdiği maddi rahatlık vardı ve bu da sizi daha özgür kıldı seçimlerinizde. Böyle söyleyebilir miyiz? Ekonomik rahatlığım tabii ki var. Ticarete girdim, borsayla ilgilendim...

* Şunu öğrenmek istiyorum. Yatırıma yönlendirdiğiniz para sizin miydi, abinizin mi? Bizim ailede öyle ayrım yoktur. Aile şirketlerinde böyle bir şey yoktur. Biz de her zaman bir aile şirketi olduk. Ayrı gayrı olmadı, olmaz da. Ben başka bir hayatta olsam da her zaman yüzde 100 beraberiz. Bizde "Senin paran, benim param" diye bir şey yok. Kendisi nasıl güzel bir hayat yaşıyorsa, aynısını bana yaşattırır. Ben de olsa ben de abime yaşatırım.

* Çok geleneksel bir aile yapınız var. Ve siz bu hayatın çok dışından bir insanla beraber olmayı tercih ettiniz, evlendiniz. Ailenin asi çocuğu siz misiniz? Bizim ailede bana biraz daha toleranslılar. Bana kızma kapasiteleri daha düşük. Herhalde son çocuk olduğum için böyle.

* Kuşkusuz Seda Sayan'la beraberliğinize ailenizin karşı çıkacağını biliyordunuz. Başlarken bunları hiç hesaba katmadınız mı?

Bir ilişkiye başlarken ne kadar süreceğini bilmiyorsun. Bizim beraberliğimiz gittikçe sağlamlaştı, bağlılığımız arttı.

* Öncesinde çekinceleriniz var mıydı? Vardı tabii. Tanımam gerekiyordu. Tanıdıkça gerçeği gördüm. Çünkü ekranda gördüğünüz yüz çok başka. Ünlü insanların dünyası ekrandaki dünya değil. Öyle olmadığını anladıkça, bizim de ilişkimiz uzadı. Birbirimizi anladık, güvendik.

* Şöhretli bir kadını taşımak zor değil mi? Önceleri tabii ki korktum ama zorlanmadım. Çünkü Seda sanatçı ama şöhret kimliğini eve hiç taşımadı. Ben kendi içimizde yaşamayı sevdim. Kameraları ve objektifleri hiç sevmedim

* Ünlü bir kadınla beraberliğin süreceğine inanır mıydınız? İnanmazdım ama gördüğünüz gibi ilişkimiz beş yıldır devam ediyor. Sanatçı olmayan insanların ilişkileri ise kısa sürede bitiyor ...

* Beraberlik başladıktan sonra ailelere durumu nasıl açtınız? Başlangıçta aileler de işin bu kadar ciddiyete dönüşeceğinin farkında değildi. Sanatçı olduğu için bir tedirginlikleri vardı ama kısa sürer, diye düşünüyorlardı. Uzun sürünce bir takım problemler yaşamaya başladık tabii. Ama onlara Seda'yı anlattım. Onlar da Seda'nın Türkiye'deki konumunu biliyorlar. Şu an çok ciddi derecede bir karışmaları yok.

* "Bu ilişki bir hevestir, bir gün biter ve oğlumuz geri gelir" mi diyorlardı? Herhalde. Ama ilişkinin ciddiyetini gördüler. Ben yalnız yaşarken dağınık yaşardım. Seda ile birlikte duruldum. Benim düzeldiğimi gördüler. Seda inanılmaz evcimen bir kadın. O bana çok şey kazandırdı. Ev erkeği oldum.

* Seda Sayan yıllarca beraberliğinizle ilgili hiçbir yorum yapmadı. Evliliğinizi bile sakladı. Ama şimdi konuşuyor. Yüreği yaralı bir kadın tehlike arz eder diye düşünüyorum... Seda aile olabilmemiz için bir çocuğumuz olması gerektiğine inanıyor. Bunu canlı yayında da söyledi. Bu durum basında biraz abartıldı tabii. "Seda çocuk istiyor, Gökhan istemiyor" gibi yansıtıldı. Olay büyüdü. Hala da "Çocuk olmazsa ayrılacaklar" söylentisi devam ediyor.

* Yine suç medyanın mı? Aranızdaki bir sorunu toplumla paylaşma yolu sizin tercih ettiğiniz bir şeydi. Sonuçta bunu evde, kendi aranızda da konuşabilirdiniz değil mi? Seda çok net bir biçimde "Çocuk olmuyor biz ayrılacağız" da demedi.

* Siz evde konuşmuyor musunuz bu konuları? Bu konuyu hala konuşuyoruz. "Çocuk olmazsa bu beraberlik nereye kadar gidebilir" diye konuşuyoruz. Ben kendimi tam olarak hazır hissetmiyorum baba olmaya. Aramızdaki ilişkide bir problem yok ama çocuk konusu problem.

ÇOCUK İÇİN KARAR VERECEĞİM

* Bu konuda ailenizin baskısı olabilir mi? Bu saatten sonra öyle bir şey olmaz. Artık kendi hayatımı kazanan bir insanım. Ama bu konuda benim karar vermem gerekiyor. Seda bu sevginin, bu aşkın bir çocuğu olsun istiyor.

* Seda Sayan bu kadar inatçı mı? Yani çocuk olmayacak diye gemileri yakar mı? O konuda biraz inatçı tabii. Aşkı ne kadar büyük olursa olsun, eğer bir karar alırsa kesin uygular. Ben kendimi sorguluyorum. Çocuğa hazır mıyım, iyi bir baba olabilir miyim? Bunları soruyorum kendime. Böyle bir süreç yaşıyoruz şimdi.

* Hep iki arada bir derede durumu var sanırım sizde... Ne Seda'yı karşıma almak isterim ne de ailemi. İki tarafı da idare etmek durumundasınız. İki taraf da üzülsün istemiyorum.

* Bu sizi yıpratmıyor mu? İlk zamanlar daha çok yıpratıyordu. İnanılmaz zorluklar yaşadık. Ailem istemiyordu. Onların tavrı ikimizin de psikolojini bozdu. Ayrılma aşamalarına geldik ama aştık onları. Ailemin artık o kadar kesin tavrı yok.

* Sanırım çocuk konusunda ne kadar zamanınız olduğunu biliyorsunuz... Seda'yı çok iyi tanıyorum ve ne kadar zaman tanıdığını biliyorum.

* Size bir avans verdi yani... Evet.

* Buna güvendiğiniz için mi bu kadar rahatsınız? Uzun süre beraber olduğun bir insandan bir anda ayrılmak tabii ki seni etkiler ve rahatsızlık vermeye başlar. Ama Seda'nın aklında bana tanıdığı süreyi biliyorum ve o süreyi kaçırmadan, ben de kararımı vereceğim.
DİĞER RÖPORTAJ HABERLERİ
 Artık aklım başımda
 Kongre Bush'u azledebilir
 Yabancılar bize zenginlik katar
 Kızlarımı mutlu etmeyi bilirim
 Barış köprüsü kuran türküler
 Jülide'yi çok beğeniyorum
 Asıl misyonerliği Alevilere karşı Diyanet yapıyor
 Kanser eskiden en büyük fobimdi
 Nikahı terk etmeye cesaretim yoktu
 Aşkı da ihaneti de acıyı da tattım
 Beyin okuyan Türk Amerika'da çığır açtı
 Artık iyice kudurdum
 Diyanet İşleri Başkanlığı laikliğe hiç yakışmıyor
 Evlilik hediyesini öldükten sonra aldım
 Bütün entelektüellerin içi çürümüş
 Yağmur çamur hikaye Phaeaton gerçekten şahane
 Gazanfer Bilge 81 yaşında bir delikanlı
 Habercilik değişti çünkü Türkiye değişti
 Öğrenciler gözlüklerimi çok havalı buluyor
    Aktüel Pazar Yazarlar
    Güncel
    Hobi
  » Röportaj
    Gurme
    İyi Yaşa
ÖNCEL ÖZİÇER
Mevsimi geldi
Sizin oralarda durum nedir bilmiyorum ama...
Yalıda sessiz bir kadın
Yalıda sessiz bir kadın
Boğaz'ın yalıları öyküleriyle de şaşırtıcıdır. Melahat Uzan'ın sessiz...
Çalıkuşu Feride'nin komşusu
Çalıkuşu Feride'nin komşusu
Bu haftaki konuğumuzun öncekilerden iki farkı var: İlk kez bir...
Mutfakta 'Devrim'in izi var
Sıradan bir Fransız için öğle yemeği süresi kutsaldır. Akşam yemeği...
Şarap üreten Anadolu kaplanları
Üreticilerin ağzını bu yılki vergi zamları yüzünden bıçak açmıyor.
Tekne bizim evimiz
İngiliz eşiyle teknede yaşayan Hülya Leigh "Okyanusta Bir Türk Kızı" kitabıyla...
Nazi karargahı otel oldu
İkinci Dünya Savaşı'nı çıkana Almanya'nın eski Başbakanı Adolf Hitler'in savaş...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.