Felaketlerin ardında ABD var
Açık Radyo Genel Yayın Yönetmeni Ömer Madra, uluslararası ilişkilere bakış açısı, Amerika ve Irak konusundaki görüşleriyle birçok kişinin sesi oldu. Madra yayın politikasını, nükleer bomba korkusunu "açık açık" anlattı...
Kongre Bush'u azledebilir
ABD ve Irak konusundaki görüşleri ile birçok kişinin sesi olan Ömer Madra, "Beni en çok korkutan nükleer felaket ve küresel iklim yıkımı. İkisinin ardında da Amerika var" diyor.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi mezunu, uluslararası ilişkiler hocası, gazeteci ve Açık Radyo'nun Genel Yayın Yönetmeni Ömer Madra ile radyoda görüşüyoruz. Konular belli; ABD, küresel ısınma ve Açık Radyo elbette. Farklı görünse de üç konuyu öyle bağlıyor ki birbirine... 11 yıl önce kuruluş çalışmalarına başlanan ve "Neler oluyor, nereye gidiyoruz" sorularını sorup cevapların bulunmaya çalışıldığı platform olma hedefini taşıyan Açık Radyo, dünden itibaren yeni bir yayın akışına başladı. "Sürdürülebilir Bağımsızlık" için bireysel sponsorluk çalışmasının ikincisi yapılıyor çünkü. "Biz hiçbir zaman Açık Radyo'yu kar amaçlı bir kuruluş olarak düşünmedik" diyen Madra, şunları söylüyor:
SPONSORLUK ÇAĞRISI "Geçen yıl 2 bin 500'e yakın kişi para verip sponsor oldu. Bu yıl ana kavramı 'Çoğalalım' olan Dinleyici Destek Projesi'ne başlıyoruz. Cumartesi (dün) 11.00'de başlayan ve 20.00'ye kadar süren özel yayınımız, pazar günü (bugün) de gerçekleştiriliyor. Uğur Yücel, Nil Karaibrahimgil, Mor ve Ötesi'nin üyeleri gibi birçok kişi programıza katılacak. Hafta içi normal yayınımız sürecek. Önümüzdeki hafta da benzeri programlar yapılacak. Ünlü Amerikan şairi Walt Whitman'ın 'İçimizde çoğulluklar taşıyoruz' dizesini de sık sık anacağız yani." Peki nasıl mı destek olacaksınız Açık Radyo'ya... 100 YTL ödeyerek bir saatlik bir programa, 50 YTL ile de yarım saatlik olanlara sponsor olabilirsiniz. Ayrıntılı bilgi için (0212) 343 40 40 numaralı telefonu arayabilir ya da İstanbul'da iseniz 94.9 frekansındaki yayını dinleyebilirsiniz. Madra'ya "Önümüzdeki dönem radyo politikasında ne gibi değişiklikler planlıyorsunuz?" diyorum, o da hemen ABD ve küresel ısınma konularına geçiyor... Nasıl mı? "Radyo daha çok gelire sahip olsa, kendini geliştirebilir. Daha iyi bir tartışma platformu, kültürel olayların ve çevrenin desteklenmesinde odak olması gibi işlevleri olabilir. Dünyanın başı çok fena belada. İki tane korkum var benim. İkisi de çok soyut ve uzak gibi görünüyor, ama öyle değil. Bir tanesi nükleer felaket tehlikesi, diğeri de iklim yıkımı." ABD'nin 2002'deki Ulusal Savunma Stratejisi'nde açık bir dille "Uzayın sahibi biziz. Yerleştireceğimiz uydularla dünyanın bir yerinde bize tehdit olabilecek bir yeri algılarsak nükleer bomba ile vuracağız" dediğini anlatan Madra, şöyle devam ediyor: "ABD'nin Irak'ı işgalinden sonra terör çok arttı. El Kaide tipi örgütlerin binlercesi oluştu. Ellerine nükleer silahların geçmesi çok mümkün. Rusya'da Putin 'Biz öyle bir silah geliştireceğiz ki Batı ulaşamayacak' dedi. Nükleer tehlike çok uzak görünüyor ama Medeniyetler Çatışması teorisinin sahibi Huntington bile geçen yıl Foreign Affairs Dergisi'nde 'Dünyanın bir numaralı haydut devleti ABD'dir' diye yazdı."
SAVAŞ SUÇU İŞLİYORLAR Özellikle Bush yönetiminin ABD'yi dünyadaki en çok korkulan ve nefret edilen hükümet haline getirdiğini ve bunun uluslararası saygın araştırma şirketlerinin çalışmalarıyla belgelendiğini anlatan Madra, "ABD 'Ortadoğu'ya demokrasi getireceğim' diyor. Bir yandan dünyanın en vahşi rejimleriyle kol kola, Suudi Arabistan'da örneğin. Tepkiler emperyal politikanın korkunç uygulamalarına karşı duyulan olağan insan tepkisi. Bunun için entelektüel, araştırmacı ya da profesör olmaya gerek yok." ABD'nin Guantanamo'da, Ebu Garip Hapishanesi ve Felluce'de büyük savaş suçu işlediğine işaret ediyor Madra: "Cenevre Sözleşmesi aynı zamanda ABD'nin en önemli kanunlarından. 'Neoconlar' denen aşırı sağcı bir grup, savaş ve şiddetle çözmek istiyor işi. Felluce'de bir şehri yok ettiler. Irak'ta ölenlerin yüzde 85'i Amerikan bombardımanı nedeniyle öldü. Bu raporu da Maryland Üniversitesi'nin araştırmacıları hazırladı, saygın Lancet dergisi yayımladı. Felluce'deki hastaneyi basıp, hastaları ve doktorları kelepçelediler, cep telefonlarına el koydular. Bu Cenevre Sözleşmesi'ne göre ağır savaş suçlarından. Cezası da ağır."
NIXON ÖRNEĞİ Suçluların bir gün yargılanacağına dair umutlu Madra. Hatta Bush'un azledilebileceğini bile düşünüyor, "Bir kehanet gibi görülmesin" diyerek: "Nixon'u hatırlayın. O da 'Bu savaşı (Vietnam) bitireceğim' diyerek seçildi ikinci kez. İki yıl sonra azledilmek üzereyken, gitti. Bu azille aynı şey. Kongre azledebilir Bush'u. Ancak bu, öncelikle Amerikan halkının tepkisine bağlı tabii ki." Peki ya küresel ısınma... İyi niyetli çabaların karşısında duran, Kyoto Sözleşmesi'ni imzalamayan da ABD... Madra, önemli bilim kuruluşlarının yaptığı altı uyarıyı şöyle sıralıyor: "Birincisi, bu gidişle insanlığın ayakta kalamayacağına yönelik, ikinci uyarı ise Amerikalı, Britanyalı ve Avustralyalılardan geliyor. 'Dünyanın 10 yılı kaldı' dediler. Britanya'nın ünlü bir kuruluşu Güney Kutbu'nun batısının kıta boyunda erimekte olduğunu tespit etti. Oxford Üniversitesi ve Hadley Center'da bu yüzyılda sıcaklığın belki 11 derece artacağı öngörüldü. Buzul çağından ılıman çağa geçişte sadece 2 derecelik artış olduğunu düşünürseniz, bunun ne kadar korkunç olduğunu görürsünüz. 850 kömür santralinin hizmete gireceği haberi beşinci, okyanuslarda çok büyük miktarda enerji biriktiği, ısınma olduğu bilgisi de altıncı uyarı." En korkunç öngörülerden biri de Gulf Stream'in (sıcak su akıntısı) kesintiye uğrama ihtimalinin yüzde 40'a ulaşması. Bu ABD'nin bir kısmı, İngiltere ve İskoçya'da ısının örneğin -15 dereceye düşmesi demek. Kyoto'nun imzalanmasını reddedenlerin yine ABD hükümeti ve onu destekleyen ExxonMobil (petrol) ile Peabody (kömür) gibi dev enerji ve otomotiv şirketleri olduğunu söyleyen Madra, "Asıl düşmanlarımız onlar" diyor: "Ama biz de hayat tarzımızı değiştirmeli ve çocuklarımızın geleceğini korumak için harekete geçmeliyiz."
Halime S. Kahveci
|