Kongreye mektup!
Çok saygıdeğer kongre üyeleri... Beşiktaş Disiplin Kurulu beni oy birliği ile kulüp üyeliğinden ihraç kararı verdi. Suçum şu: Eleştiri sınırları dışında kulübü küçük düşürücü, aşağılayıcı nitelik taşıyan hükmünü ihlal etmek. Oysa gerçek şu: 1- Kazım Kanat, yaptığı meslek gereği eleştiri hakkını kullanmıştır. 2- Disiplin Kurulu ise mesleği gazetecilik olan Kazım Kanat'ın eleştiri yapma hakkına müdahale etmiştir. (İfade özgürlüğüne sınır getirip suç işlemiştir...) Sayın Genel Kurul üyeleri... Beşiktaşlı duruşu dediğim bir ilke ile şunun altını çiziyorum: Doğru söyleyeni Beşiktaş'tan kovmazlar bu bir... Doğru söylemeyeni Beşiktaş'tan kovarlar bu da iki. Genel Kurul üyelerinin yüksek hoş görüsüne sığınarak bu suçu bir kez daha işliyorum. Yani dün yazdığımı bugün bir daha yazıyorum. 25 yıl öncesinde, "Bir kibrit çak kampanyası" ile Beşiktaş'ın dilenci durumuna düşürüldüğü unutulmasın. Evet suçum bu gerçeği yazmak. Yazımda "Dilenci" kelimesini kullanarak vakur duruşu ile tüm kulüplere örnek olan Beşiktaş'ı küçük düşürmüşüm. Hayır efendim. Yükselen değerlerin savunucusu dediğim Beşiktaş'ın 100 yıllık şanlı tarihine bir kelime yazarsam elim kırılsın. Bir laf edersem dilim kopsun. Benim söylediklerimin hepsi, o gün Beşiktaş'ı kötü yönetenlere. Benim söylediklerim, bugün Beşiktaş'ı borç batağına sürüklemek isteyenlere. Benim korkum, yeniden "Bir kibrit çak kampanyası"nın açılmasıdır. Bu nedenle 7 aylık süre içinde borcun 17 milyon dolardan 64 milyon dolara (Hatta 74 milyon dolar olduğu Divan'da açıklandı) çıkması beni geçmişe götürür ve korkutur. Sayın Genel Kurul üyeleri: 36 yıldır Beşiktaş'ı yazan bir Beşiktaşlı'yı susturmak Beşiktaşlılıksa eğer... O zaman atın beni: Kurtulun! O zaman ben de teselli bulurum. Ülkem Nazım'ı vatandaşlıktan attı. Beşiktaş, Kazım'ı üyelikten atmış çok mu!
|