| |
|
|
Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar
Abuzittinciğim, Geçengün büyük bi süpermarketten 2 adet DVD aldım. Kapıdan tam çıkarken, abovvvv!.. Sirenler, düdükler ortalık birbirine girdi. Sanki Bağdat'a yeni bi hava saldırısı var da halk uyarılıyor. Avalaval bakınırken iri yarı bi adam (mağazanın güvenlik görevlilerinden biri) omzumdan hafifçe tutup: "Elinizdeki paketi alabilir miyim.. Bi de fişi lütfen!"dedi. Anladım ki sirenler benim için!.. Paketi verdim verdim ama ilk şaşkınlığım geçince kafamdan aşağıya kaynar sular döküldü.. İnsanlar tuhaf tuhaf bakıyor.. Fişi arıyorum, yok.. Adam başımda.. O cebimde yok, bu cebimde yok.. Düpedüz hırsız durumundayım.. veya klopteman.. Nasıl ter bastı.. Bu arada meraklı kitlesi çoğalmakta.. Elim ayağım iyice dolandı. Kendime de kızıyorum "Ulan hıyar herif, şu fişi doğru dürüst bi yere koymayı adet et elini atınca da bul!" Aman Abuzittincim senin de başına gelebilir.. Böyle büyük süpermarketlerde fiş, pasaport gibi bi şi. Pasaportu nasıl cebinin en emin yerinde saklıyorsun fişini de öyle saklayacan. Uzatmıyayım, "Kasaya gidelim, fişi bulamıyorum" dedim.. İnsanların anlamlı bakışları arasında ben önde güvenlikçi arkada kasalara doğru yürüdük.. Allahtan kasadaki kız parayı aldığını hatırladı. Bu arada mağazanın bi başka yetkilisi de gelip duruma el koydu: "Bizim açımızdan mesele anlaşıldı. Buyrun paketinizi çıkabilirsiniz" dedi. "Hayır" dedim "Çıkmam! Alarm sisteminizdeki saçmalık yüzünden çok zor durumda kaldım.. Bakın insanlar hala nasıl bakıyorlar!.." Parmağımla, beni süzmeye devam eden ana ile kızını gösterdim. Süpermerketin yetkilisi "Çok abartıyorsunuz.. Böyle olaylar, oluyor ama sizin kadar tepki veren yok!"demez mi? Hale bak Abuzittinciğim.. Demek insanlarımız iyiden iyiye tepkisiz hale geldi veya daha da kötüsü, hırsız muamelesi görmekten bi rahatsızlık duymuyorlar.. Baktım meseleyi orada çözemeyeceğiz, çıktım. Cep telefonumla süpermarketin İstanbul'daki merkezini aradım. İstanbul'dakiler, Ankara'dakilerin tersine işi ciddiye aldılar. Bi yetkilinin, benimle görüşmek için hemen Ankara'ya geleceğini söylediler.. 24 saat geçmeden genç bi müdür yardımcısı geldi ve olaydan duydukları üzüntüyü iletti.. Asıl önemlisi, teknisyenler, elektronik güvenlik sistemindeki arızaların giderilmesi için çalışmalara başlamışlardı ve bi, iki güne kadar alarm zilleri artık kendi kafalarına göre çalıp insanları güç durumda bırakmayacaktı. Gösterdikleri ilgiye teşekkür ettim..Bu arada avukat arkadaşım Caner Sayar'dan da bi şey öğrendim. Bi markette aynı olayla karşılaşırsan sinirlerine hakim olup orada tantana yapmayacan.. Doğru adliyeye.. Bi şahit, bi de "fiş" yeterli. Karşı taraf seni "manevi zarara" uğrattığından yüklü tazminat ödeme durumunda kalabilirmiş. Duyurması benden! Münasip yerlerinden öperim. Kardeşin Güneş.
|