Tavla ve satranç
Bir gün bir adam geldi Türkiye'ye.. Bundan 10 yıl önce.. Futbol dünyasında adı, "Şampiyonlar Ligi'nde 4 yabancı oynattığı için elenen adam" olarak ün yapmıştı.. Geldiği takım Beşiktaş'tı.. Beşiktaş'ın başkanı Süleyman Seba'ydı.. Ocak ayında göreve başladı ve gelir gelmez ilk maçında Fenerbahçe'yi kupadan eledi.. Milne'in koltuğunu devraldığı sezon kupayı kazandı.. Ertesi sezon herkesin "Hayır olamaz" dediği birçok şeyi denedi ve Beşiktaş'ı şampiyon yaptı.. Beşiktaş taraftarı için tutucu Milne'den sonra heyecan verici bir adamdı.. Gözleri fıldır fıldır hep yenilik istiyordu.. Her hafta farklı kadro çıkardığı için eleştiriliyordu.. Lig biterken Beşiktaş son 4 maçını kaybetti. Onunla da yollarını ayırdı.. Uzun süre sonra adını Leverkusen'le şampiyonluk yarışı sırasında duyduk. Son haftasına 3 puan önde girdiği ligde Unteraching gibi sıradan bir takıma yenilmese Bayern'i geçip şampiyon olacaktı.. Ama çılgın bir on birle sahaya çıktı ve yenildi.. Leverkusen'i getirdiği nokta öyle bir yerdi ki sonunda Federasyon onu Milli Takım'ın başına getirme kararı aldı. Tam Milli Takım'ın başına geçecekken kokain davası patlak verdi.. Kariyerindeki en önemli yaraydı bu onun için.. Onun için futbol dünyası ikiye ayrıldı.. Yarısı, "Kokain kullandığı için düşüncelerinde keskin gelgitler oluyor. O yüzden böylesine farklı kurgularla sahaya çıkıyor" dediler.. Yarısı, "Hayır kokain kullanması mesleğini etkilemedi. O zaten böyle biri" fikrini savundu.. Türkiye'ye geldikten sonra da ülkeyi ikiye böldü.. Bir kısım fikir adamı, "Çocuklarımıza kötü örnek. Bu kadar göz önündeki bir mevkiye gelmesi yanlış" dedi. Bir kısmı da, "İnsanlar geçmişleriyle yargılanmamalı.. Şans tanınmalı" fikrini savundu.. Ve Fenerbahçe'deki görevine başladı.. İlk yılında Kadıköy'de çılgın onbirler vardı.. Zaman geldi Başkan'la ve Hooijdonk'la tartıştı. Zaman geldi 5 forvetle sahaya çıktı. Zaman geldi sağ beki sol hücumcu, sol beki orta saha, santrforu sağ kanat oynattı. Ama kazanırken hep alkış aldı.. Kaybettiği anlarda eleştiri oklarının hedefi oldu.. Takım şampiyon olduğu zaman başarı elbisesini giydi. Şampiyonlar Ligi maçlarıyla o elbise dolaba kondu. Zaragoza maçları sonrası futbol bilgisi tartışılır hale geldi..
Christophe Daum yaşamdaki herhangi biri değil.. Dünyanın en popüler sporunun, Türkiye'deki en gözde temsilcilerinden birinin teknik patronu.. Her şeyiyle göz önünde biri.. Her rakip için tehlikeli bir çalıştırıcı. Çünkü ne yapacağı belli değil.. Ama büyük bir beyin mi o tartışılır.. Türkiye'de tavlayla kazanan ve oyunu kuralına göre iyi oynayan biri Daum.. Yurt dışındaki satranç kapışmalarında şans faktörünün sıfıra yaklaştığı anlarda kilitlenen bir beyin Daum.. Zarları gelirse Fenerbahçe'yi bu yıl da şampiyon yapacak.. Ama satranç oynamayı öğrenmediği sürece hep büyük, küçük bir adam olarak kalacak..
|