|
|
Barlas'ın şakası keşke gerçek olsa!
Mehmet Barlas dün, köşesinin "Şaka" bölümünde ABD'nin önde gelen borsa şirketlerinden BCP'nin "Türkiye iyi bir sürdürülebilir borç yapısına sahip" değerlendirmesini şöyle şakaya vurmuş: Yani borçlarımızla "Seviyeli birliktelik yaşamak gibi bir şey bu. Ya iktidar sözcüleri bundan sonra sürdürülebilir borç yapısını da başarılı icraat arasında sıralamaya kalkarsa ne yaparız." Barlas ne düşündü bilmiyorum? Ama iktidarlar acısından ekonomiyi "sürdürülebilir borç yapısı" ile yönetmeye başlamak, birinci derecede başarılı icraat anlamına gelir ve bununla övünmek şaka değil, takdir edilmesi gereken bir şeydir. "Borçlu" olmak ile "borç sorunu içinde olmak" farklı şeyler. Gelişmiş ile gelişmekte olan ülkeler arasındaki fark da buradan kaynaklanır. Siz hiç, İngiltere, ABD veya Almanya'da sürdürülemez bir kamu borcu olduğuna dair bir risk uyarısı duydunuz, okudunuz mu? Ama Arjantin, Türkiye, Rusya hakkında bu tip değerlendirmeleri sık sık duyarız. Neden? Korkutucu olan, kamu borçlarının çevrilemez nitelik taşımasından kaynaklanıyor. Örneğin 1.7 trilyon dolar ekonomik büyüklüğe sahip (GSMH) İngiltere'nin kamu borcunun GSMH'ye oranı yüzde 51. Yani kamunun 800 milyar dolara yakın borcu bulunuyor. Kimse İngiltere ekonomisi için bu borçları bir tehlike olarak görmüyor. Keza, GSMH'sı 2.2 trilyon dolar olan Almanya'da net kamu borcu 1.4 trilyon dolar. (Borcun GSMH'ye oranı yüzde 64.2) Türkiye'ye dönersek. Kamu borcunun milli gelire (GSMH) oranı yüzde 74.6. (Konsolide bütçe toplam borç stoku yaklaşık 245 milyar dolar) Sizce Almanya'yı risksiz, Türkiye'yi ise riskli hale getiren sadece 10 puanlık fazla kamu borcunun olması mı? Değil elbette. Sorun şurada; Türkiye yurtiçi ve yurtdışı piyasalardan kısa vadeli borçlanıyor. Bu ayırıcı özellik nedeniyle Türkiye'nin sürdürülebilir bir borç (stoğu) sorunu var. (Türkiye'nin borç çevirme vade ortalaması 1 yılı geçmiyor.) Almanya, İngiltere gibi ülkelerde kamu, 10 yıl, 20 yıl, 30 yıl vadelerde borçlanabiliyor. Bu yüzden de sadece borçları var, sorunları yok! Kısa vade içinde borç ödeme yükü altında kalan ekonomilerde faizler kalıcı olarak düşmüyor ve tasarruflar sadece verimsiz ve hantal devlet çarkının dönmesi için kullanılıyor. Eğer AKP veya bir başka hükümet bu borçlanmanın vadesini uzatabilirse, bununla tepe tepe övünebilir ve bol bol alkış ve dua alır. Barlas'ın alıntıladığı rapor, son zamanlarda az miktarda olsa da uzun vadeli borçlanabilen Türkiye'ye (5 yıl) küçük bir övgü niteliği taşıyor.
|