| |
Sayın Başbakan
Önce mahsus saygı ve selamlarımı kabul buyurmanızı istirham ederim. Yüksek müsaadelerinizle, bazı "art niyetli" çevrelerin, sizin uzaktan çelik gibi görünen sinirlerinizi bozma gayreti içersine girmiş oldukları yolundaki endişemi paylaşmama izin vermenizi dilerim. Türkiye'de, bir Başbakan için en önemli nokta sinirleri sağlam tutabilmektir, malumunuz olacağı üzere. (Bakınız: Demirel'in sinirleri. Basının karşısında hiçbir zaman yüzünde kıl oynamamıştır.) İş bu suretle kaydettiğim bazı "ipuçlarını" sıralamak isterim. Kedi karikatürü olayı: Karikatürist Musa Kart, sizi bir kedi şeklinde çizmişti. Bana göre çizilen kedi çok sevimsizdi. Herkes sizin Musa'yı dava etmenizden basın özgürlüğüne karşı olduğunuz sonucunu çıkardı. Halbuki sinirlendiğiniz konu, sadece kedinin bu derece sevimsiz çizilmiş olmasıydı. Nitekim daha sonra bir sürü karikatürist kedi çizdi, hiçbirine ağzınızı açmadınız. Fakat öyle bir yüklendiler ki, bu defa "Kardeşim, ben kedinin sevimsizliğine sinirlendim" de diyemediniz. (İpucu:1) Hastane kuyrukları olayı: Hastanelerinin bakanlığa devrinden sonra, sanki daha önce hastanelerde hiç kuyruk yokmuş gibi bir anda bir sürü kuyruk fotoğrafının hortlaması herhalde dikkatinizden kaçmamıştır. Art niyet apaçık. Bir günde kuyruklar kalkar mı ki? (İpucu:2) Fakat siz de sinirlenip, "Basın kuyrukları abartıyor" deyince ne oldu gördünüz. Bu kez, hastanelere fotoğraf yasağı getirildi diye başladılar bağırmaya. (İpucu:3) Medyanın, elinde tutacak bir kuyruk bulunmasını her zaman anlayış ve sabırla karşılamalısınız. Erkan Mumcu olayı: Sayın Mumcu'nun istifası üzerine, "Zaten bir şey yapmadı ki" dediniz. Oysa siz hiç istifinizi bozmadan, "Değerli bir arkadaşımızdı, çok çalıştı, yorulmuş olabilir, dinlendiğinde yine bekleriz" deseydiniz, bu defa Mumcu'ya yükleneceklerdi, "Başbakan AKP'ye bekliyor, ne düşünüyorsun" şeklinde... Bilal Erdoğan olayı: Başkan Bush ile görüşmenizde, galiba mahdumunuzun Amerika'da çalışması olayı konuşulmuş. Malum çevreler bunu da malzeme yaptılar, "Başbakan, oğlu Amerika'da çalışırken Amerika'ya nasıl karşı olur" demeye getirdiler. (İpucu:4) Allah'tan bu konuda hiç konuşmadınız. Basın avucunu yaladı. İstanbul'da kapkaç olayları: Medya, İstanbul'daki kapkaça taktı. Medya böyledir, takar. Siz de bunun üzerine bir güvenlik zirvesi yapılacağını duyurdunuz. Şimdi bekleyin, görün. Türkiye'de kapkaççıların İstanbul'dan başka iş tutabileceği bir yer bulunmadığı nasıl gözardı edilebiliyorsa, zirveden sonra yine kapkaç olursa, hani zirve yapmıştınız, diye yine sorun icat edeceklerdir. (Muhtemel ipucu:5) Hemşirelerin iğne olayı: Hemşirelerin doktorlardan daha iyi iğne yaptığını söyleyerek, iğneli fıçıya parmak attınız. Nitekim TTB derhal harekete geçti ve Füsun Sayek size iğne yapmak istediğini açıkladı. (İpucu:6) TTB'nin ülkenin en dişli örgütlerinden biridir, iğne yapmaya karar verdi mi, yapar. Dikkat! Bu yazının esbab-ı mucibesi: Zaman zaman "Sıkıysa Başbakan'ın aleyhinde yazı yazsanıza" şeklinde imzasız mektuplar alıyoruz. Nemalandığımızı düşünenler bile var. Gördüğünüz gibi biz de sinirlerimizi bozmuyoruz, tam tersi bu "sinirli odakları" teskin etmek için "lehinize" yazı bile yazabiliyoruz. Saygılarımla.
|