Balık baştan kokar
Alman spor yazarı Uli Hesse-Lichtenberger, ülkesinde yaşanan hakem bahis skandalı konusunda yazarken ilginç bir tespitte bulunuyor, "Artık Almanya'da insanlar haklı bir galibiyet almaktansa hakem hatasıyla yenilmeyi tercih ediyor. Çünkü böylece Pazartesi konuşacak bir konuları oluyor." Ülkemizde ise durum biraz daha farklı. Tabii ki daha AB'ye giremediğimiz için bizim tercihlerimiz Almanlar gibi değil. Bizde durum şu, "Şampiyonluktaki rakibim haklı bir yenilgi alacağına haksız bir galibiyet alsın. Böylece ileride şampiyonluk kaçarsa bahanemiz olur." Son 1-2 sezona kadar şu sözleri çok söylerdik, "Hakem olayları bir tek bizde bu kadar tartışılıyor." Şimdi ise bu söylem eskidi. İtalya'da yıllardır devam eden Juventus ve diğerleri çekişmesinde iş karşılıklı atışma haline dönüştü. "Benimki senden kara" edebiyatı Çizme'ye pek bir yakıştı. İspanya'da Zaragozalılar çıkıp, "Bizim puanlarımızı hakemler yedi" diyerek Barcelona maçı öncesinde 12 bin kırmızı kartı hakemin yüzüne dayıyor. Almanya'da Bochum yöneticileri ellerinden alınan 12 puana yanıyor. Bahis skandalıyla da bu ülkede hakemlere güven iyice azalıyor. Bunların ötesinde hakemlerin kasten hata yapmadığı fikrinin son kalesi İngiltere'de Liverpool'un milli savunmacısı Jamie Carragher, "Hakemler bu yıl şampiyonluğu Arsenal'in elinden alıp Chelsea'ye hediye ettiler" diyebiliyor. Hakemlerin elektronik yardım alıp almaması gerektiğinin tartışılmaya başladığı bugünlerde asıl suç maçları yöneten adamlarda mı? Bu sorunun yanıtını bulmaya çalışırken şuna dikkat edelim. Hakemlere çamur atılırken en çok kullanılan iddialar, "Maçı sattı" ya da "Yukarıdan emir aldı" değil midir? Peki iddiaları ortaya atanlar niçin sadece hakemlere saldırır? Örneğin maçı sattığı iddia edilen hakeme para veren yönetici ya da hakeme emir verdiği iddia edilen Federasyon yetkilisi niçin bu saldırılardan nasibini almaz? Bu soruların yanıtı çok basit. Çünkü yönetimde güç sahibi olanları suçlamaya kimse cesaret edemez de ondan. Hakem daha kolay bir hedeftir. Gerçekten ona para veren ya da emir veren bir yönetici varsa o sonsuza dek şerefiyle yaşar. Hakem ise üzerindeki lekeyle sürdürür yaşamını. Eğer sağlıklı bir futbolu istiyorsak yanlış gördüğümüz yerlerde hedefi doğru seçmeliyiz. Çünkü hakemler işin başında değildir. Ve balık baştan kokar.
|