Demokratik işkence
Bugün, manası sonunda bu ülkenin aşağılanmasına vardırılan bir tarihin yıldönümü. Bir "demokrasi" olarak kat etmeye çalıştığı yolda önemli, ama adeta "cezası kesilmek istenen" bir tarih. Elbette birçoğumuzun da mağdur olduğu "eksik bir demokrasi"nin, bölgedeki bir savaş ve işgale ilişkin "demokratik bir itiraz" yapabilmesinin yıldönümü. Burada ve dışarıda bazılarının adeta utandığı ve bu yüzden utandırmaya çalıştığı bir tarih. Bugünün başbakanı Erdoğan ile o günün başbakanı Gül'ün, "ABD istekleri uyarınca" hükümet eliyle Meclis'e sevk ettikleri tezkerenin... Grup serbest bırakıldığı için kimi AKP'li ve CHP'li milletvekilleri sayesinde kabul edilmediği o günden sonra... Burada bazıları, Türkiye'nin nasıl cezalandırılacağı üstüne yazıp konuşurken... ABD'de bir kısım medya ve yönetim üyesi tarafından bu ülke bu yüzden aşağılanırken... Özellikle Avrupa'da, İslam dünyasında, "Türkiye'nin demokratik itirazı"nın saygıyla karşılandığı dönüm noktası. Açıkçası, diğer demokratikleşme çabalarıyla birlikte, Türkiye'yi "demokratik bir ülke" olarak görmeyi teşvik eden bir tarih dönümü. Lakin, kimimiz onu böyle anarken... Kimimiz ise, "ayıplı" sayıyoruz.
Kendi ülkelerinin bu "demokratik" yüzünü, büyük bir güce sadakatsizlik kabul edenler... Silahla dayatılan "sözde demokrasi ve özgürlük"ün insan hakları sicilini lütfedip incelemeliler. Yıllarca, kimimiz bu ülkede "işkence ve insan hakları ihlalleri"nin anti-demokratik şiddetinden yakınmışken... "Dışarıda" Türkiye'ye en büyük eleştirilerden biri bu minvaldeyken... "Demokrasi ve özgürlük" adına, bir işgalci gücün, hangi hakla ve hukukla işkence yapabildiğini, bunu nasıl sistemleştirdiğini, sistemleştirmenin sadece "terörle mücadele"den değil, karşılarındakinin etnik ve dini aşağılanmasından da kaynaklandığını biraz düşünmeliler.
New York Üniversitesi Hukuk Okulu, "Hukuk ve Güvenlik Merkezi"nin başı Karen Greenberg ile New York Eyalet Ceza Hukuku Avukatları Birliği'nin başı Joshua L. Dratel bir süre önce hacimli bir kitap yayınladılar. 1249 sayfada, Bush yönetiminin Afganistan'da, Irak'ta ve Guantanamo'da işkenceyi sistematik hale getiren tüm belgelerini ortaya koydular. Bu sistemi oluşturan en önemli isim şu anda ABD'nin yeni Adalet Bakanı! "İşkence Belgeleri" isimli kitap, "demokrasi, hukuk devleti, özgürlük" iddiasındaki bir "medeniyet"in sistematik işkence vahşetini ve şiddetini, bedenlerdeki ve ruhlardaki izleri tarihe bırakıyor. Mesele, şu ya da bu diktatörün daha da beterini yapmış olması değil... Mesele, Türkiye gibi parlamentosunda "demokratik itiraz"da bulunmuş ülkelerden bile tiksinebilen "demokrasi havarileri"nin... "Demokrasi" adına işkenceye, etnik-dini aşağılamaya sarılmaları. Bunu meşru saymaları. Demokrasinin ve hukukun bedenini de, ruhunu da işkenceden geçirmeleri! ABD'nin elindeki 100 kadar tutuklunun vekili olan New York Anayasal Haklar Merkezi'nden Avukat Michael Ratner, elde ettiği işkence ve aşağılama fotoğrafları için, "Adeta pornografik bir web sitesi; hem de sado-mazoşist" diyor. Etnik... dinsel... ve cinsel aşağılama. Ve biz de buna, "demokrasi, hukuk, özgürlük, medeniyet" diyecek... Her dediğini yiyeceğiz!
|