|
|
Paranın gücü
Puan cetvelinin ilk 4 sırası, "Dört Büyükler" adıyla andığımız, lig tarihimizin şampiyonluk yaşamış dört takımından oluşuyor. G.Saray ve Trabzon, ikinci yarıdaki 4 maçını da kazandı. Beşiktaş 3 maçını kazanırken bir maçı kural hatası yüzünden tekrar edilecek. F.Bahçe 4 maçta 3 galibiyet, 1 beraberlik elde etti. Şu andaki görüntü, bu sezonki ilk dört sırayı Dört Büyükler'in alacağını gösteriyor. Her yıl en iyi futbolcularını bu takımlara büyük paralarla satmak dışında pek bir gelir kaynağı olmayan diğer takımlar (ki bunların arasına B.B.Ankara'yı katmamak lazım!) giderek altyapılarından veya Anadolu'dan daha iyilerini çıkartamayacak duruma geliyorlar. Çünkü deniz yavaş yavaş bitmeye başladı. Bu takımlar da Dört Büyükler'de daha önce oynamış isimleri kadrolarına katmaya başladılar. Ama bu kısırdöngü içerisinde geçmişte başarılı olmuş, zirvedeki takımlara kök söktürmekle kalmamış, onlarla şampiyonluk yarışı içerisine girmiş G.Antep ve G.Birliği de bu düşüşten nasibini aldı. Beşiktaş'ın da ciddi yükselişini hesaba katarsak gelecek sezon Avrupa Kupaları'na Dört Büyükler dışında bir ekibin gitmesi hayal gibi gözüküyor. Paranın esiri olan futbolda, parası olmayanın ezildiği bu sistemde hala teşvik primlerini konuşup duruyoruz. Teşvik primi, büyük ve küçük kulüpler arasındaki mali dengesizlik sayesinde vardır. Bu sistemde teşvik primi alan veya almaya mecbur bırakılan futbolcular ne kadar suçludur, bu tartışılır. Ya sistemi bu şekilde kuran paralı yöneticiler? Korkarım ki bu teşvik primi tartışmaları hiç bitmeyecek ya da yetkili birisi çıkıp, "Teşvik primi yasaldır ve belli miktarda verilebilir" kararını açıkladığı zaman, bu iş kökten çözülecektir (!) Kısacası Anadolu futbolu, Dört Büyükler'in parasının altında ezilmeye devam edecek. Onuru ile savaşan ekipleri alkışlayacağız ama o takımların da silahlarındaki kurşun sayısı artık çok fazla değil.
|