|
|
Yenilik Diyenler
Prof. Dr. Bakır Çağlar (İÜSBF) Türkiye için ileri bir karar AİHM'in yerleşik bir tavrı var: "Genel kabul gören düşünceler dışında, toplumun belli bir kesimini rahatsız edici, şok edici düşünceleri açıklamak da İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nin koruması altındadır." Bu anlayış Türkiye açısından ileri bir aşamadır. Burada laiklik yani Türkiye'nin "kırmızı çizgisi" söz konusu. Ayrıca yargıçlar heyetinin kimliği değişti. O nedenle bu kimlik değişikliği politik bir tavrı da beraberinde getirir mi ve bu da hukuku etkiler mi diye genel bir soru işareti ortaya çıkıyor. Yargının siyasallaşmasını engellemek hiçbir mekanda mümkün değildir. Her mahkeme ister istemez bir politik çekim alanı içinde kalır. Bundan arınması insani olarak mümkün değil. Ve politika oluşmakta olan hukuktur, hukuk da oluşmakta olan politikadır. Türkiye'nin değişen siyasal düşünsel koordinatlarının mahkemeyi etkilediği kesin.
Selahattin Aydar (yargılanan yazar) Hakaret etmedikçe her düşünce ifade edilmeli Bu konuda benim görüşümü tam yansıtmıyorlar. Bu metinde ben "Laikler dinsizdir" diye bir ifade kullanmadım. Ben insanları tedirgin edecek, insanlara hakaret edecek, karşı karşıya getirecek yazılar yazmam. Ehli küfür demek inkarcı demektir. Kuran'da yüzlerce kafir tanımı vardır. Bu şiddet içermiyor zaten. Ben 2001 yılında yazmışım, şimdiye kadar bir eylem olmadı. Kimseyi karşı karşıya getirmedi. Laik olanlar dinsiz olmaz, devlet laik olur. Laik dindara ilişmez, dinsize de ilişmez. Herkese aynı mesafededir. İkisine de ilişmemeli, laikliğin manası bu. Artık biz ufak şeylerle uğraşmamalıyız. İnsanlara hakaret etmedikten, insanları karşı karşıya getirmedikten sonra insanların düşüncesini ifade etmeli. Adam ateist ise kendini ifade etmeli, söylemeli.
|