|
|
|
|
Tüp bebekte başarı oranı yüzde 40
Yeni ilaç tedavileri ve geliştirilen modern tekniklerle birlikte, kısır çiftlerin umudu olan tüp bebekte başarılı sonuçlar alınıyor. Uzmanlar, üç kez yumurtlama uyarısı ve aşılama tedavisi ile gebelik elde edememiş çiftlere, tüp bebek tedavisini öneriyor
Tüp bebek tedavisine ne zaman geçilmeli? Kısırlık nedeni izah edilememiş çiftler, ortalama üç kez yumurtlama uyarılması ve aşılama tedavisi ile gebe kalamamışlarsa, tüp bebek ve mikroenjeksiyon tedavisine geçilmelidir. Üçten fazla uygulanan klasik yöntemler, gebelik şansını artırmamaktadır. Ayrıca, erkekte sperm sayı ve hareketliliği çok yetersizse, klasik tedavi yöntemleri başarılı sonuç vermeyeceğinden, direkt mikroenjeksiyon tedavisine geçilmelidir.
Tüp bebek ve mikroenjeksiyon tekniklerinin birbirinden farkı nedir? Mikroenjeksiyon tekniği şiddetli erkek kısırlığı vakalarında uygulanır. Sperm sayısı ve hareketliliği yetersizse veya menisinde hiç sperm olmayıp, spermler testislerden operasyon ile elde edilmişse, mikroenjeksiyon uygulaması gerekir. Mikroenjeksiyon, erkeğin sperminin kadının yumurta hücresi içine özel tekniklerle enjekte edildiği ve böylelikle döllenme şansının artırıldığı bir yöntemdir.
Tüp bebek tedavisi için ne zaman başvurulması gerekir? * Sperm sayısı mililitrede 10 milyonun altında ve ürolojik muayenede tedavi ile giderilebilecek bir sorun bulunamamış ise; * Klasik tedavilerin (yumurtlama uyarısı ve aşılama) üç kez uygulanması sonucu hâlâ gebelik elde edilemediyse, * Kısırlık süresi beş yılı aşmış ve kısırlık nedeni hâlâ açıklanamayan çiftlerde, * 35 yaşın üzerinde olan ve klasik tedavi yöntemleri ile gebe kalamamış kadınlarda, * Ultrasonografi ve hormon testleri ile yumurtalık kapasitesinin azalmaya başladığı saptanmış kadınlarda, * Erkeğin menisinde sperm hücresi görülemiyor ise (azospermi), * Erkeğin sperm sayı ve hareketliliği azalmış ise, * Rahim filmi veya laparoskopi ile tüplerin kapalı veya sorunlu olduğu gösterilmiş ise, tüp bebek tedavisi uygulanır.
Tüp bebek ve mikroenjeksiyon ile başarı oranı nedir? Başarıyı etkileyen birçok faktör mevcuttur: * 35 yaşın altındaki kadınlarda, * Sperm faktörlerinin ileri derecede bozulmamış olduğu erkek kısırlığında, * Daha önce gebe kalmış kadınlarda, * Sadece tüp faktörü olan kadınlarda, başarı oranı daha yüksektir. Kadında yaş ilerledikçe başarı oranı azalır. Ancak yumurta rezervi iyi olan 35-40 yaş arası kadınlarda da tüp bebek yöntemi ile iyi sonuçlar alınabilmektedir. Dolayısı ile yaştan daha önemli olan faktör yumurta sayısıdır. Kadınlarda ileri yaşla birlikte kromozom bozukluğu riski artmaktadır. Ancak yumurta sayısı yeterli olan kadınlarda, embriyolar arasından genetik tanı ile normal olan embriyolar seçilerek gebelik şansı yükseltilmekte ve düşük riski azaltılmaktadır. Tüp bebek yöntemleri ile 35 yaşın altında ve iyi yumurtalık rezervine sahip kadınlarda yüzde 60 oranında gebelik elde edebiliyoruz. Bu gebeliklerin yüzde 15-20'si düşükle sonlanıyor, dolayısı ile yüzde 40 oranında devam eden gebelik sağlıyoruz. Bu grupta rahmine ortalama üç adet iyi kalitede embriyo yerleştirilmiş her iki-üç kadından birinde gebelik canlı doğum ile sonlanıyor. Bir kez tüp bebek veya mikroenjeksiyon denemiş olan çiftlerin yüzde 38-40'ında canlı doğum ile sonlanan gebelik elde ediyoruz. Bilinen hiçbir kısırlık tedavisi, bu kadar yüksek oranda gebelik sağlamıyor. Kısırlıktan neştersiz operasyonla kurtulun
|
|
|
|
|
|
|
|
|