| |
|
|
Metin'i assam..
Fatih Edipoğlu atv genel müdürü idi o zaman.. İlle de benimle bir şey yapmak istiyordu.. Benim televizyon hobim yarışma.. Bir hafta için giderim Amerika'ya yarım haftam ekran başında yeni yarışmalar aramakla geçer.. Zamanında adımı yazmadan, TRT'ye çok yarışma hazırladım.. Bülent Özveren sunardı.. Bir yarışma buldum, İtalyan televizyonlarında.. "Bunu satın al, yapalım" dedim.. Fatih "Şu anda bunu çekecek teknik imkânlarımız yok. Seneye yaparız" dedi.. Seneye ayrılmıştı. Benim sevgili yarışmam da rafa kalktı.. Ben öyle zannedeyim.. Bir gün bir baktım, TRT'de bir yarışma.. Aaaa.. Benim yarışmam bu.. Miras.. Sunan da Metin Uca .. Eh Metin ben seni yemem mi, şimdi?.. İlk gördüğümde gırtlağına sarıldım.. Adam benim hayalimi sunuyor, üstelik iyi de sunuyor.. Çok çok iyi sunuyor.. Allah onu yarışma sunsun diye yaratmış.. Gitti benim rüyalarım.. Yarışmamı elimden aldı, utanmadan bana kitabını yolladı.. "Her tuzluğum var diyene hıyarla yetişemedim.." Adının okunması üç gün sürer ama, içi bir nefeste gidiyor.. Metin harika bir mizah, hiciv, ironi yazarı üstelik.. "Cüneyt Gökçer gibi sevişebilir misiniz"i okurken nasıl güldüm, anlatmak zor.. Ama aslında bunları değil, şunları yazmak geliyor içimden.. Metin Uca, Miras'ı felaket sunuyor.. Kitabı da rezalet.. Adamı Taksim'de sallandırmalı!..
|