| |
|
|
Osman Solakoğlu adlı anıt!..
Basketbol için doğdu, basketbol için yaşadı, basketbol için öldü.. İşte Osman Solakoğlu'nun 78 yıllık yaşam öyküsü.. Haşmet 90 Dakika'da ne güzel altını çizdi.. "İktidar olanlar, düştükten sonra genelde çirkinleşirler. Osman Ağabey tersine, iktidardan indikten sonra, daha da güzelleşti" dedi.. Osman Ağabey'i tanıdığımda gazeteci idim.. O da yönetici.. Sonra Faik Gökay'ın federasyonunda bir araya gelince, daha yakınlaştık. O genel sekreterdi.. Ben üye.. İkimiz el ele verip, genç basketbola, genç takımlara ve genç milli takımlara önem verilmesi savaşını başlattık. Gençlik davasına başımızı koyduk.. O zaman daha da sevdim, Osman Ağabey'i.. Sonra ben yönetimi bıraktım. Osman Ağabey başkan oldu. İki konuda ters düştük Osman Ağabey'le.. Türkiye'nin, Türklerin adı duyulsun diye, büyük turnuvalarda derece almak isterdi. Büyüklerde mümkün değildi. Ama gençlerde.. Bir defasında hemen tüm takımın yaşını küçülterek Avrupa Yıldızlar Şampiyonu olduk. Osman Ağabey'e zaferi tattırmadım, deyim yerinde ise.. Cumhuriyet'te müthiş bir kampanya açtım, yaş küçültme aleyhine.. Kuralları değiştirttim hatta.. Osman Ağabey'i de yerin dibine soktum.. Bakın ne oldu?.. Hiçbir şey.. Hiçbir şey olmadı.. Osman Ağabey, her gördüğünde eski günlerdeki sevgiyle boynuma sarıldı. Her basket maçından sonra Sergi Sarayı'ndaki odasında ille de ağırladı. En sevdikleri için her zaman bulundurduğu o çok kıymetli çukulatalarından ikrama devam etti. İçten bir sevgiydi bizimki.. Kapışmamıza rağmen eksilmedi. İkinci tartışmamız Türk vatandaşı olan basketbolculara tavrından çıktı. İsrail Milli Takımı Zencileri oynatıyordu. Fransız Milli Takımı beş Zenci ile sahaya çıkıyordu. Osman Ağabey, çocuğuna Mehmet adını verecek kadar Türkleşen Paul Dawkins'e hem de milli takımın fena halde ihtiyacı varken forma vermiyor, "Ben milli takımı karartmam, Hıncal" diyordu.. İnançları öyleydi.. Gene acı eleştirdim.. Gene dostluğumuza gölge düşmedi.. Bu ülkede dostlukla, eleştirinin ayrımını yapabilen bir büyük insandı Osman Solakoğlu.. Onu bu kadar fazla sevmemin en büyük sebebi budur. Dostluğumuzu yazılarım için kullanmaya asla teşebbüs etmedi. Yazdıklarımın hiçbirinin dostluğumuza gölge düşürmesine izin vermedi. Görevlerin ayrı, dostlukların ayrı olduğunu, dostlukların asıl o zaman güçlendiğini biliyordu. Seni nasıl sevdiğimi hep bildin Osman Ağabey.. Bu yüzden geçmişe dönük "Keşkem" yok!.. Seni seviyorum ve özleyeceğim!.. Nur içinde yat!..
|