| |
|
|
Cezayı en suçsuz olan aldı!..
Kitlesel bir günahın cezasını, hiç ama hiç suçu olmayan bir genç kadının sırtına yükledik. Bir şampiyonu, şampiyon olamadan nerdeyse bitirdik. Süreyya Ayhan'dan toplum olarak özür dilememiz gerek.. Ceza doğru.. Kurallar öyle gerektiriyor. Süreyya Ayhan doping kontrolünden kaçmanın affedilmez bir suç olduğunu bilmek ve kurallara uymak zorundaydı.. Ama.. Şimdi geriye, çok geriye dönmek gerek.. Olayları başından alıp, bugüne dönmek gerek.. Dönelim bakalım, suçlu gerçekten Süreyya mı?.. Yoksa bu çirkefin içinde tek masum, tek temiz o mu?.. 12 yaşında yetenekli bir kız çocuğu.. Daha çocuk.. Anne ve babası tarafından evli, iki çocuklu bir hocaya emanet ediliyor.. Ona atletizmi öğretsin diye.. 12 yaşında çocuk ve hoca.. O yaşta hocalarımıza nasıl ilah diye bakardık, 60 kişilik bir sınıfta olduğumuz halde.. Bir de.. Bire bir ilişki içinde düşünün, o hoca, o çocuk için nedir?.. Sonra hoca ile öğrencisi arasında, aslında hiç olmaması gereken bir ilişki başlıyor.. Evli hoca ile, artık yetişkin öğrencisi ilişkiye başlıyorlar. Nerde, kaç yaşında belli değil.. Ama sonunda hoca karısını boşayıp, öğrencisi ile evleniyor.. Yetenekli, önü açık, dolar bazında servetler kazanabilecek, altın yumurta yumurtlayacak tavuğun hocası ve kocası oluyor, adam.. Yani tek sahibi.. Öğrencisi ve eşinin yanına kimseyi sokmuyor.. Büyük şampiyonlar dünyanın her yerinde büyük bir takımla çalışırlar.. En büyük atletizm hocaları.. En iyi kondisyonerler, taktisyenler.. Ruh doktorları.. Diyetisyenler.. Masajcılar.. Aklınıza ne gelirse.. Hoca ve koca "Ben her şeyim. Ben hepsini bilirim yaparım" diyor.. Süreyya'nın yanına ve beynine kimsenin sokulmasına izin vermiyor.. Kızın beynini de öyle yıkıyor ki, o da merak edip istemesin.. Süreyya Ayhan ile yapılan TV söyleşilerinden doping davasından çıkışa görüntüleri hatırlayın. Süreyya hiçbir soruya yanıt vermiyor. Veremiyor.. Ona bire bir sorulan soruları bile hocası ve kocası yanıtlıyor.. Süreyya kimliği yok. Süreyya kişiliği yok. Süreyya'nın tek başına söyleşi yapması, sorulara yanıt vermesi yok. Yanında hep Kop.. Sorulara Süreyya adına yanıt veren hep Kop!.. Dünya çapında bir yetenek, bir kasaba hocasına emanet ediliyor.. Kasaba Hocası ama, çarıklı erkân-ı harp.. Süreyya uluslararası bir şöhret olursa, yarıştan yarışa koşarsa, dolar bazında servetler kazanırsa, gözü açılabilir, kızın.. O zaman saklamak gerek.. Kimsenin ulaşamayacağı ücra yerlerde çalışmak, mümkün olduğu kadar az yarıştırıp, ününü ve banka hesabını asgari seviyelerde tutmak.. Süreyya markaları geçin, iyi giyinmiyor, en pahalı mücevherleri takamıyor.. Genç kadın bunları istemez mi?. Ama parasını da hocası ve kocası yönettiği için, alınanı giyiyor, alınanı takıyor sadece.. Çok iyi bilinen "Küçük olsun, benim olsun" politikası bu.. Altın yumurtlayan tavuğu kesme yerine, ufak ufak kendi küçük dünyasına yetecek kadar yumurtlatmak.. Bu kafa yüzünden, Süreyya Ayhan Dünya Şampiyonu olamıyor. Bu kafa yüzünden çok rahat altın alıp tarihe geçeceği Olimpiyatlar'a katılamıyor.. Ve işte son.. Belki de atletizm hayatını sona erdirecek bir cezanın muhatabı oluyor.. O zaman sorumlular.. En başta hocası ve kocası.. Onu saklayan, beynini yıkayan ve tüketen Yücel Kop!.. İkincisi.. 12 yaşındaki kızlarını bu adama emanet edip, olup bitenle bir daha ilgilenmeyen ailesi.. Üçüncüsü.. Süreyya'nın dünya çapında bir yetenek olduğu ortaya çıkınca, onu dünya çapında bir çalışma ekibinin içine sokmayı düşünmeyen, aklına dahi getirmeyen Atletizm Federasyonu Başkanı, Gençlik Spor Genel Müdürleri, Spordan Sorumlu Devlet Bakanları ve o bakandan sorumlu Başbakanlar.. Konu Türkiye'nin hem de Dünya ve Olimpiyat Şampiyonu bir genç kızla temsili olunca, kaçan fırsatın ne kadar büyük olduğunu ölçebilir, bu yüzden başbakanlara varan eleştiri ağımı anlayabilirsiniz.. Ve dördüncüsü.. Dördüncü kuvvet.. Medya.. Ben.. Cüneyt Koryürek, Kenan Onuk, olanları ve olması gerekenleri anlatırken, Fatih Altaylı konunun etik yanına dikkati çekmeye çalışırken, dördümüze acımasızca saldıran ve bizi Vatan Haini ilan etmekte yarışan medya.. Şimdi işten geçtikten sonra, bizim en başından beri söylediklerimizi tekrar etmeye başlayan günahkârlar.. Ve nihayet.. Biz.. Cüneyt, Kenan, Fatih, ben.. Savaşımızı sonuna dek sürdüreceğimize "Canınız cehenneme" diyerek susup köşemize çekildiğimiz için.. "Zaman kimin haklı olduğunu nasılsa gösterecek" diye beklemeye geçtiğimiz için.. Önemli olanın bizim haklı olmamız değil, Türk Kızı Süreyya'nın Olimpiyat Şampiyonu olması gerçeğine egoistçe göz yumduğumuz için.. Bugün haklı çıktığım için utanıyorum.. Özür dilerim, Süreyya!.. Herkes, bu günahın içinde olan herkes de dilemeli!..
|