| |
|
|
Gelenekten geleceğe
Deprem olur "kamu binası" yıkılır. Ve tabii "okul" da. Yıkılmasa bile "duvarı çatlar." Bu konuyu Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'le birkaç kez konuşmuştuk. Yine Bakan beyle "birkaç kez konuştuğumuz" bir başka konu: Konya'da, İstanbul'da, Erzurum'da, Ankara'da "eski okullar" var... Cumhuriyet'in ilk yıllarında yapılmış... Sapasağlam... "O dönemin mimari özelliklerini" yansıtan yapılar... Ya daha sonrakiler? Sonrakilerin çoğunda "estetik" deseniz yok. "Kimlik" deseniz yok.
Doç. Dr. Hüseyin Çelik aradı: - Bir şey göstereceğim... Bakalım beğenecek misiniz? Buluştuk. Gösterdi. Beğendik. "Geç bile kalındı" dedik.
Milli Eğitim bakanı "artık çocuklar ölmesin" dedi. Ve "gelenekten geleceğe" sloganıyla üretilen "projeleri... Maketleri... Devam eden okul inşaatı resimlerini" gösterdi.
Hüseyin Çelik: - Cumhuriyet'in ilk yıllarında Ulus'ta yapılan binalar var... Mimarisinde dönemin kişiliğini görüyorsunuz. Bir yandan anlattı, bir yandan da "gelenekten geleceğe" sergisini gezdirdi. "Her bölge için" ayrı özellikte bir okul binası. Ahlat'taki okulda "Ahlat taşı" kullanılacak. İznik'teki okulda "İznik çinisi." Şanlıurfa'daki okulda "çatıya gerek yok." Erzurum'un iklimi farklı "çatı şart."
"Yeni projeleri" inceledik. "Özürlü rampası, özürlü tuvaleti, özürlü asansörü" var. Demek "istenince oluyor." "Bütün bunlar" okulun maliyetini yükseltecek mi? Hiç sanmıyoruz. İşin içine "çalıp, çırpma" girmediği sürece hem maliyet yükselmiyor ve hem de bina sağlam oluyor. Depremde de "çocuklar ölmüyor."
|