|
|
Bu şehirde 'gürültü' var
Türkiye ilginç bir ülke. AB sürecinde 'sessiz devrim' niteliğinde sayısız yasaya imza attı. Hem çağın, hem de ülkenin ihtiyaçlarına cevap veren bu yasaları uygulama konusunda ne yazık ki aynı beceriyi gösteremiyoruz. Bir yandan çağdaş düzeyde yasalarımız olsun istiyoruz, öte yandan bu yasalara uyma konusunda direniyoruz. Şimdi bu açıdan ihmal edilmiş, gözlerden kaçmış bir konuya değinmek istiyorum; gürültü. Türkiye gürültü konusunda ilk adımı 1986'da attı. Ardından ses düzeylerinin izlenmesi, ölçülmesi ve denetlenmesi için 1994'te 5 sayılı kararla Gürültü Kontrol Yönetmeliği çıktı. Ve bu yönetmelikle 'Gürültü İzleme / Ölçme / Kontrol Monitörleri'nin en geç 15 Temmuz 1995'e kadar takılması zorunlu hale getirildi. Yani ortada yasal açıdan bir boşluk yok. Her şey tamam. Peki olmayan ne? Uygulama... İstanbul'daki durumu Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Selma Kurra şöyle anlatıyor: "İstanbul çok gürültülü bir kent. Ve hiçbir denetim yok. Ayrıca biz toplum olarak gürültü konusunda çok duyarlı da değiliz. Yönetmelikler var ve daha gelişmişleri de hazırlanıyor. Ama uygulama konusunda kimse üzerine düşeni yapmıyor." Şehiriçinin gürültülü olduğu ve bu konuda planlama hatası yapıldığı kesin. Peki mekânlarda durum ne? Prof. Kurra bu konuda bir sınır olmadığını belirtiyor ve şöyle diyor: "Mekânlar gürültülü. Müşteriler bunun farkında değil. İnsan, 120 desibele (*) ancak 15 dakika dayanabilir. İntihar gibi bir şey." İstanbul'un dört bir yanı bangır bangır bağıran türkü evlerinden, müzikhollerden, diskoteklerden geçilmiyor. İnsanlar sohbetle müziğin uyumlu olabileceği bir mekân bulmakta zorlanıyor. Prof. Dr. Hilmi Sabuncu ise bu konuyu bir örnekle açıklıyor: "Gürültü ölçümü için bir kulübe girdik. Gürültü düzeyi 120 desibel çıktı. Bu tür yerleri belediyelerin mutlaka denetlemesi gerekiyor. Levha asılan yerler var. Örneğin Cunda Adası'nda Taşkahve'de, Beşiktaş'taki bir meyhanede gördüm. Ama bunlardan daha gürültülü yerlerde levha asılmamış." Gürültü deyip geçmemek gerek. Çünkü kentlinin sağlıklı olup olmamasında gürültünün etkisi büyük. Prof. Dr. Selma Kurra, önemli noktalara dikkat çekiyor: "Gürültünün işitme kaybına, strese, uyku düzensizliğine, sinirliliğe, davranış bozukluklarına hatta kişinin günlük performansının düşmesine kadar bir dizi etkisi var. Bunların sonucu bütün dünyada araştırılıyor. Ve kentler bu bilgiler ışığında kuruluyor." İstanbul'da nasıl bir denetim yapılıyor doğrusu merak ediyorum? Ayrıca böyle bir denetim var mı? Büyükşehir, kaymakamlıklar ve ilçe belediyeleri ne yapıyor? * Ses şiddetinin ölçülmesinde kullanılan uluslararası birim. Kısaca dBA olarak yazılır.
|