|
|
Baykal: Senin ağababan gelse beni partiden kovamaz
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül'ün kendisi ile ilgili iddia ve suçlamalara yanıt vermediğini ve bunun da suçlamaları kabul ettiği anlamına geldiğini öne sürerek, ''Senin paran var. O parayla kimleri ayarladığını bilmem ama CHP'yi ayarlayamazsın''dedi..
Baykal, salonda yaşanan sert kavga ve tartışmaların ardından sözlerine, ''Biz güç koşullarda da olsa görevimizi yapıyoruz ve yapmaya da devam edeceğiz. Gerçekleri dile getirmemizi kimse engelleyemez'' diye başladı.
'SEN DEĞİL SENİN AĞABABAN GELSE BENİ KOVALAYAMAZ, SEN KİM OLUYORSUN'
Sarıgül taraftarlarının, ''Baykal, kardeşi kardeşe kırdırma, Yalancı Baykal'' sloganlarına da ''Ben görevimi yapıyorum'' diye yanıt veren Deniz Baykal, Mustafa Sarıgül'ün Şişli Belediyesi ile ilgili hazırlanan raporun bir tek kelimesini bile yalanlayamadığını söyledi.
''Çember giderek daralıyor ve gerçekler ortaya çıkıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nde hukukun zerresi işliyorsa, bu iddialar sonuna kadar araştırılır. Türkiye'de bunu yapacak namuslu, savcı, müfettiş ve yargıç vardır'' diyen Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bir belediye başkanı. Hakkındaki bu tür iddiaların ardından partiyle ilişkisini kendisi kesmelidir. Kendisi kesmezse parti bunu yapar. Bu iddialara yanıt vermezsen ve suçlamalar karşısında sükut durursan burada ikrar, yani kabul var demektir. Senin paran var, o parayla kimleri ayarladığını bilmem ama CHP'yi ayarlayamazsın. Şişli Belediye Başkanı olarak hiç kimseye sormadan memleketi gezip genel başkan ve genel merkez yönetimini eleştiriyorsun. Bu partinin tüzüğü nerede peki? Bir belediye başkanı bunları yapacak genel başkana, (Ya herro, ya merro), (kaçtığın yere kadar kovalayacağım diyecek. Sen değil senin ağababan gelse kovalayamaz beni, sen kim oluyorsun.'' Baykal'ın bu sözleri üzerine delegelerin oturduğu yerden ayağa kalkan Mustafa Sarıgül, Baykal'a ''Açık oturuma çağırdım niye gelmedin'' diye bağırmaya başladı. Baykal'da Sarıgül'ün bu tepkisi üzerine, ''Otur oturduğun yerde. Sorularımın cevabı değil bunlar. Zamanı gelince gelir yanıtlarsın'' diye konuştu.
'ET KOKARSA TUZ VAR, TUZ KOKARSA DA KURULTAY, SİZİ BUNUN İÇİN ÇAĞIRDIM'
CHP Yüksek Disiplin Kurulu üyeleri arasındaki rüşvet suçlamaları ile ilgili olarak, ''Şişli'den giren rüşvet virüsü Balıkesir üzerinden Yüksek Disiplin Kurulu'na kadar girmiş, onu çekip çıkaracağız. Et kokunca tuz, tuz kokunca da kurultay var. Bu meselenin çözümü için sizi buraya çağırdım'' diyen Baykal, CHP'nin bu tuzağın içinden çıkacağını söyledi.
Baykal, sözlerini şöyle tamamladı:
''Sayın Başbakan, seçimlerden önce Şişli belediye başkan adayı olan Mustafa Sarıgül ile görüşmüş ve geçtiğimiz günlerde de (Ne var canım memleket meselelerini konuştuk) demiştir. Memleket meseleleri belediye başkan adayları ile mi görüşülüyor? Başbakan Şişli Belediye Başkanı'na sahip çıkmıştır. Yarın yargı bu raporlarla ilgili gereğini yaptığında ona destek verenler de onun altında kalacaktır.
CHP, bu kurultaydan sonra pırıl pırıl ortaya çıkacaktır. CHP her tartışmadan güçlü çıkmıştır, burada da böyle olacaktır. Burada CHP'nin ahlakını, ulusal değerleri korumadaki kararlılığını sınıyorlar. Kuru laf şaklabanlık, rüşvet, zorbalık, burada işlemez Bu konuda bir an bile tereddüdüm yoktu. Bu sorumluluğu kurultaya veriyorum.''
BAYKAL: BİZE KARŞI "HAÇLI SEFERİ" BAŞLATTILAR
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'de 65 bin yabancı askerin konuşlandırılmasını öngören 1 Mart Tezkeresi'nin reddedilmesinin ardından medyanın CHP'ye karşı bir ''haçlı seferi'' başlattığını söyledi.
Baykal, ''Bunlar, CHP'yi sevdikleri, başarılı olmasını istedikleri için değil, CHP yönetimini kendi işlerine geldiği gibi değiştirmek için bu kampanyayı yürütmektedir'' dedi.
Baykal, CHP'nin 13. Olağanüstü Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, bu kurultayın partinin tarihi boyunca en çok medya ilgisi ile karşılaşan kurultay olduğunu ifade etti. CHP kurultayının günlerdir gazetelerin manşetlerinden,televizyonların gündeminden düşmediğini belirten Baykal, kurultayın CHP'nin kendi iç işi olmaktan çıktığını söyledi.
Özellikle belli bir medya kuruluşunun günlerdir adeta CHP kurultayı ile yatıp kalktığını kaydeden Baykal, bugüne kadar hiçbir CHP ve herhangi bir siyasi parti kurultayının bu ölçüde ilgi ile karşılaşmadığına dikkati çekti. ''Neden böyle olmuştur? Bu ilgi tamamen görev gereği kamu sorumluluğu gereği midir, bunların beklentileri nedir?'' sorusunu yönelten Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
''CHP kurultayı doğrudan yönlendirilmek istenmektedir. Medya tarafından CHP'ye karşı bir haçlı seferi başlatılmıştır. CHP'nin kaderiyle bu kadar ilgilenenler acaba CHP'li midir? CHP'nin başarısını mı istiyorlar? Bu hükümete her türlü desteği veriyorlar. Ama aynı medya (CHP değişsin) diyor. Bu kimin talebi. Bu hükümetten mutlu olanlar CHP yönetiminin neden değişmesini istiyorlar? CHP muhalefet yapamıyormuş, bundan sana ne? Senin aradığın başarılı, tuttuğunu koparan bir CHP mi? yanına iltica ettiğin, AKP'lileşmiş, AKP'nin kopyası bir CHP mi? ''
Medyanın desteğiyle işbaşına gelen liderlerin iktidarları döneminde 80 milyar dolarlık banka hortumunun gerçekleştiğini ifade eden Baykal, evinden çalıştığı medya kuruluşuna gidip gelenlerin halkın tercihi konusunda kendilerine akıl veremeyeceğini söyledi. Baykal, ''CHP delegesi halkın ta kendisidir. Bunlar bilmeyecek birileri onlara mı yapması gerekeni söyleyecek'' dedi. CHP'ye karşı haçlı seferinin 1 Mart tezkeresinin reddedilmesinden sonra başlatıldığını iddia eden Baykal, yerel seçimlerde de medyanın CHP'nin başarısız olması için elinden geleni yaptığını söyledi.
Baykal, ''Bunlar CHP'yi sevdikleri için, başarılı olması için değil, CHP yönetimini kendi işlerine geldiği gibi değiştirmek için bu kampanyayı yürütmektedir. Ama ayaklarına dolaşmıştır. CHP yerel seçimlerde de bir güç olarak ortaya çıkmıştır'' diye konuştu.
'BENİM, EŞİMİN, OĞLUM YA DA KIZIMIN ADINA TEK KURUŞLUK HESAP BULURLARSA GEREKENİ YAPARIM. BUNU SÖYLEYEBİLECEK KAÇ SİYASETÇİ, KAÇ GENEL BAŞKAN, KAÇ GENEL BAŞKAN ADAYI VAR?'
CHP lideri Baykal, konuşmasında daha önce de açıkladığı kendisi hakkındaki iddiaları dile getirdi ve düzmece olduğunu belirttiği bazı belgeleri gösterdi. Bunların herhangi bir partili tarafından düzenlenmiş olduğuna inanmadığını belirten Baykal, birilerinin Türkiye'yi Ortadoğu ülkelerine benzetmek, gücünü gösteren sağlam politikaları olan CHP'nin yönetimini değiştirmek için düğmeye bastığını ifade etti.
Kendisinin, eşi, oğlu ya da kızının adına tek kuruluşluk bir hesabı bulunmadığını belirten Baykal, daha önce de söylediğini ve böyle bir hesap bulunursa gereğini yapacağını ilan ettiğini kaydederek, ''Bunu söyleyebilecek kaç siyasetçi, kaç genel başkan, kaç genel başkan adayı var? Böyle bir meydan okumayı yapamazsan 6 oklu CHP bayrağını taşıyamazsın, ağır gelir. Böyle bir cümleyi söyleyebilmek için bütün hayatın boyunca böyle yaşamış olman gerekir'' dedi.
CHP'nin 1 Mart tezkeresini reddederek fincancı katırlarını ürküttüğünü belirten Baykal, ''Eğer bu tezkere reddedilmeseydi, bugün Güneydoğu Anadolu bölgesinde 65 bin yabancı asker konuşlanmış olacaktı, onların tankları topları, füzeleri burada olacaktı bayraklarını çekeceklerdi ve oradan istedikleri gibi Ortadoğu'ya müdahale edeceklerdi. Komşu ülkelerimizin düşmanı, savaşan bir ülke olacaktık. Irak'ın hali ortada. Yeni yeni unutmaya başladığımız kardeş kavgası ne hale gelecekti?'' diye konuştu.
CHP'nin 1 Mart tezkeresinde gösterdiği tavrın birilerini rahatsız ettiğini belirten Baykal, medyanın, işadamlarının o zaman 1 Mart tezkeresinin onaylanması yönünde tavır sergilediklerini ama halkın bunu istemediğini anlattı. Baykal, ''Biz medyayı, işadamlarını değil halkı dikkate aldık. O kararın ne kadar doğru olduğu da bugün çok daha net bir şekilde ortaya çıkmıştır. Herkes aman o tehlike atlatıldı diyor. Peki kimin sayesinde atlatıldı? Teşekkür edeceğine şimdi (Gitsin bu yönetim) diyorsun'' dedi.
SİYASETTE KIRILMA NOKTASI
Deniz Baykal, siyasetteki kırılma noktasının 1 Mart olduğunu ifade ederek, CHP'nin tam halkı kucaklama şansını elde etmişken ve gücünü göstermeye başlamışken kıyamet koptuğunu dile getirdi. Baykal, ''CHP'nin önü açık, altyapısı sağlam, ortaya koyduğu politikalar sağlam. Bu nedenle (Bu yönetimi değiştirmezsek bir daha tutamayız) dediler. Oyunun altında Kıbrıs, Irak ve AB politikası var'' dedi. Baykal, AKP'nin kopyası haline gelmiş, ılımlı İslam'la barışmış, AKP'nin tüm dayatmalarını kabul etmiş, Irak'ta büyük devletler istediğini yapsın anlayışına sahip, Kıbrıs'ı gözden çıkarmış bir CHP'ye hiçbir biçimde izin vermeyeceklerini söyledi.
CHP'DE ZORBALIK EŞKİYALIK OLMAZ
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, CHP'de tartışma ve genel başkanlık yarışı olabileceğini, bunların partiye güç katacağını belirterek, ''Ama CHP'de zorbalık, eşkıyalık olmaz. CHP'liler ne zorbalığa, ne eşkıyalığa pabuç bırakmaz'' dedi
Baykal, Ahmet Taner Kışlalı Spor Salonu'nda yapılan 13. Olağanüstü Kurultay'da konuşmasını yapmak üzere kürsüye, kendi taraftarları ve Mustafa Sarıgül taraflarının karşılıklı sloganları arasında çıktı.
Deniz Baykal, kürsüye gelirken Sarıgül'ün Baykal'ı alkışladığı görüldü. Divan Başkanı Şinasi Öktem, sık sık partilileri ve delegeleri, sloganları kesmeleri için uyardı. Partililerden Baykal'ı saygıyla dinlemesini isteyen Öktem, ''Saygı bekliyorsanız, saygı göstermek zorundasınız'' dedi. Bir süre sloganların kesilmesini bekleyen Baykal, daha sonra konuşmasına başladı.
Salonda bulunanların, bu kez ''yuh çekmesi'' üzerine, Öktem, CHP kapısından geçen hiç kimsenin, genel başkanı yuhlayamayacağını, CHP'yeyakışan bir kongre olması gerektiğini belirtti. Baykal, daha sonra konuşmasına başladı.
'CHP KURULTAYLARINDA DÜŞMANLIK SERGİLENMEZ'
Konuşmasına, ABD'de tedavi programını tamamlayarak kurultaya katılan İsmail Cem'i aralarında görmekten duyduğu mutluluğu dile getirerek başlayan Baykal, Cem'e sağlık dileklerini iletti. Baykal, Cem'in, sosyal demokrasi hareketinde, siyasal ve örgütsel çalışmaların gerçekleştirilmesinde çok büyük emek verdiğini anlattı. Baykal, ''bir aydın, seçkin siyasetçi'' diye tanımladığı Cem'in, sosyal demokrasi hareketine güç, umut ve mutluluk kattığını ifade etti.
Bugün önemli bir kurultay gerçekleştirildiğini dile getiren Baykal, CHP kurultaylarının, renkli, coşkulu, heyecanlı olduğunu, bütün Türkiye'nin ilgisini çektiğini belirtti. Baykal, bunun zenginliklerinin ve güzelliklerinin sonucu olduğunu kaydetti. Baykal, ''Ama CHP kurultaylarında, hiç yaşanmamış olan, düşmanlık, saldırılar,husumetin sergilendiğini tanık olunmaz'' dedi. Kürsünün önünde partililer arasında arbede yaşanması üzerine, Baykal konuşmasına ara vermek zorunda kaldı.
Divan Başkanı Öktem, ''Böyle davranarak, neyi çözeceğinizi sanıyorsunuz?'' diye sorarak, polis çağıracağını ifade etti. Binlerce insanın emeğinin baltalanamayacağını dile getiren Öktem, görevlilerden, delege ve basın için ayrılan salonun orta bölümünün boşaltılmasını istedi.
''Faşistler dışarı'' sloganlarına, salonda üzerlerinde sarı atkılar taşıyan bir grup, ''Yuh'' çekerek karşılık verdi. Baykal, yaklaşık 15 dakika bekledikten sonra, yeniden konuşmasına başlayabildi.
'GÖZ MÜ YUMACAĞIZ'
''Konuşma yapmaya ihtiyaç var mı bilmiyorum'' diyen Baykal, manzaranın ortada olduğunu vurguladı. CHP'nin, kendisini savunma ihtiyacını bu kadar dramatik şekilde sergilediği tablonun hiç yaşanmadığını belirten Baykal, ''CHP'yi ele geçirmek isteyenlere izin verecek misiniz?'' diye sordu.
CHP kurultaylarında, fikir, düşünce, akıl, sorumluluk, vatanseverlik, sevgi, saygı, mantık ile siyaset yapıldığını dile getiren Baykal, ''CHP kurultaylarında fikir yerine zorbalığın, akıl yerine şiddetin almasına göz mü yumacağız?'' dedi.
Baykal, CHP'nin tehdit karşısında kendisini savunmaya çalıştığını,toplumda giderek etkinlik kazanmaya ve parti politikalarının ülke gündemini etkilemeye başladığı bir dönemde böyle bir manzaranın oluşmasını hayretle karşılamadıklarını söyledi. Baykal, bu manzaranın arkasında neyin yattığını, neyin amaçlandığını bildiğini belirterek, ''Bütün Türkiye biliyor ki, CHP'liler üzerine düşeni bu kurultayda yapacaktır. CHP'yi böylesi manzaralara sürükleyecek bir tabloyu elbirliği ile etkisiz kılacaktır'' dedi.
Baykal, CHP'de parti içi yarışma, tartışma, genel başkanlık yarışının olacağını, bunun partiye güç katacağını kaydederek, ''Ama CHP'de zorbalık olmaz, eşkıyalık olmaz. CHP'liler ne zorbalığa ne eşkıyalığa pabuç bırakmaz'' diye konuştu.
|