| |
|
|
Yeter ki dünyayı yok etmeyelim..
Siz ne kadar yaşamak giderek zorlaşıyor derseniz deyin, genel olarak insanlık, geçen her yüzyılda yaşam süresi ortalamasının yükseldiğine tanık oluyor. Dünya coğrafyasının belirli bölgeleri dışında, açlık artık global bir olgu değil. Çin ve Hindistan bile, besin üretiminde dünya ortalamalarını yakaladılar. Başta deterjanlar olmak üzere temizlik maddelerinin kitlesel tüketimi, salgın hastalıkları azalttı. Antibiyotikler, aşılar, çeşitli ilaçlar, milyarlarca insana şifa getiriyor. AIDS gibi, kanser gibi hastalıkların çaresi bulunmadı diyebilirsiniz. Ama kanserden ölüm oranı da, giderek düşmekte. Buna karşı 100 yıl önce devasız diye bilinen hastalıklardan, mesela veremden ölen pek yok. Unutmayın ki, sözlüklerde 1905'e kadar "Hormon" kelimesi yoktu. Dolayısıyla insülin de yoktu. Diyabet, insanları öldürürdü. Ve daha tıptaki ve teknolojideki buluşların başında henüz insanlık. Bugün her hastanede yapılan by-pass'lar, 20'nci yüzyılın ikinci yarısına ait bir gelişme. Suni böbrek bile, henüz 100 yaşında değil. Yani yaşadığımız dünyayı yok etmezsek, yakın gelecekte 120-130 yıl yaşamak olağan sayılacağa benziyor.
|