| |
|
|
Ahmet Hakan'a saldırmak..
Ahmet Hakan kardeşim "Hıncal bana saldırıyor" demişti.. "Sen saldırı nedir bilmiyorsun" demiştim. Allah'ın tokadı yok.. Ahmet sanırım şimdi, saldırının ne olduğunu görmüştür.. Bir yazısında iki filmi, daha doğrusu bu iki film özelinde, Türk sineması genelini yerden yere vurdu.. "Bu filmlere gitmeyin ki Yeşilçam, bunları film sanıp yenilerini yapmasın" dedi. Dedikleri, son günlerin gişe rekorları kıran komedi filmleri.. Bu fikre katılmam mümkün değil.. Eee.. Oturur, karşı fikir yazarım. Filmleri savunurum da.. Ahmet Hakan'ın "Gitmeyin" dediği filmlerden biri Hırsız Var mesela.. Ben de "En az iki kere gidin" dedim. Benim lafım sinemacıların hoşuna gitti.. Bin teşekkür.. Ahmet Hakan'ın yazdıkları hoşlarına gitmedi.. Saldırı.. Hem de nasıl saldırı.. Ahmet Hakan'ın terbiyesizlik ettiğini söyleyenler oldu. Daha da ileri gittiler hatta.. "Yazmasın.. O kim oluyor ki" demeye vardırdılar.. Bir köşe yazarına neyi yazıp, neyi yazmayacağını söylemek kimsenin hakkı ve haddi değildir. Fikir özgürlüğü, ifade özgürlüğü, sadece sizin hoşunuza giden fikirlere özgürlük anlamına gelmez.. Gazeteciliğe 1957'de Yeni Gün'de başladım. M. Ali Ağabey, gazetenin sloganını başlığın hemen yanına oturtmuştu.. "Fikirlerinize karşı olabilirim, ama onları söyleme özgürlüğünüz adına, canımı verebilirim.." Voltaire'in bu lafı, Fransız İhtilali'nin temel taşlarından biriydi.. Ahmet Hakan'ı fikirlerine hem de nasıl karşı olduğumu, beni de, Ahmet'i de okuyan herkes bilir.. Ama birisi, birileri kalkıp Ahmet'e neyi yazıp, neyi yazmaması gerektiğini öğretmeye kalktığında, karşısında en önce beni bulur. Kimse kimseyi susturmaya kalkışmasın. Ağzı olan konuşacak, fikri olan söyleyecektir. Kimin fikrinin olup olmadığına karar vermek de, o kişinin kendisinden başka hiç kimsenin haddi ve hakkı değildir. Köşe yazarı sadece adalete hesap vererek, istediğini yazmakta özgürdür. Siz de karşı fikrinizi açıklamakta, ya da o yazarı okumamakta özgürsünüz.. Hepsi bu!..
|