|
|
Medya rüzgârları, CHP ve ben..
Gazetenin kapısından girdiğim o günden bu güne tam 25 yıl geçti.. Bu 25 yılda hep medyanın içinde oldum.. Kendi kendine parlayan yıldızlar, kendi kendine sönen yıldızlar, medyanın parlattığı yıldızlar, medyanın söndürdüğü yıldızlar hep birer birer gözümün önünden geçti.. Bir şeyi anladım.. Medya müthiş güçlüydü .. İnsanların gündemini bire bir belirliyordu.. Lakin medya, star yaratamıyordu .. Medya lider yaratamıyordu .. Dün Ertuğrul Özkök, yazısında "Toplumda yükselen bir değeri önlemek o kadar kolay değil" diyor ve örnek gösteriyordu: "İşte Orhan Gencebay .. İşte Recep Tayyip Erdoğan .." Bu iki örnek de çok doğru örnekler..
ORHAN GENCEBAY Orhan Gencebay da Recep Tayyip Erdoğan da onları önlemek isteyenlere rağmen yükseldiler.. Ama Özkök'ün atladığı çok önemli bir nokta var.. Bu iki insanı da, yazısında adı geçen Turgut Özal'ı da, "toplumun gözünde yükselirken önlemeye çalışan en başta medyanın önemli güç odaklarıydı .." Yani, Turgut Özal, Orhan Gencebay ve Recep Tayyip Erdoğan medyanın güç odaklarına rağmen, toplumun yükselen değeri olmuşlardı.. Medya, Orhan Gencebay'ı, Recep Tayyip Erdoğan'ı görmezden geldikçe, onlar milletin gözünde daha bir görünür olmuşlardı..
RÖVANŞ Türkiye'de insanlar çok önemli bir güç odağı olarak algıladıkları medyaya karşı, müthiş bir rövanş duygusu içindeydiler.. Güvenilirlik sıralamasında en altlarda olan medyanın güç odakları, "birini işaret ettiklerinde," insanlar gayet bilinçli bir şekilde ötekisine yöneliyorlardı.. 27 Mayıs'ı işaret ederken, Yassıada'ya.. Celal Bayar'ı işaret ederken, Süleyman Demirel'e.. İsmet İnönü'yü işaret ederken Bülent Ecevit'e.. Turgut Sunalp'i işaret ederken, Turgut Özal'a.. İsmail Cem'i işaret ederken ise Recep Tayyip Erdoğan'a.. Hatta, Bach'ı işaret ederken, İbrahim Tatlıses'e yönelmişlerdi.. Bu bilinçli rövanş duygusu, medyanın baronlarının yükselen değerleri görme eksikliklerinden mi, yoksa bizzat o halkın çok önemli bir güç odağı olarak gördüğü medyaya duyduğu güvensizlikle "Kim bilir hangi hesaplarla onu destekliyorlar.. Vardır yine bu işin altında bir hinoğlu hinlik" duygusuyla mı oluşuyor bilmiyorum.. Ama 25 yıldır gördüğüm, medya rüzgarlarının gündemi belirlediği, lakin lider ve star yaratmada etkili olmadığı .. Bilmiyorum, bu durumun tespitini, bugünlerde medyanın önemli güçlerini arkasına alan Mustafa Sarıgül dostum yaptı mı?.. Bana öyle geliyor ki Cumhuriyet Halk Partisi'nin örgütü de medya rüzgarlarına, aynı karşılığı verecek .. İşareti görüp, diğerine yönelecek.. Deniz Baykal Genel Başkanlığa yeniden seçilecek .. Aslında Sarıgül de dahil tüm tanıdıklara çok önemli bir tecrübemi aktarmam lazım..
LİDER VE STAR Lider ve star olmanın belki de en destekleyici motivasyonu, güç odaklarının başlarda size bütün güçleriyle karşı çıkmalarıdır .. Onlar karşı çıktıkça, siz daha bir bilenir, kendinize daha bir çekidüzen verir, lider ya da star kumaşınızı daha bir güzel işlersiniz.. Halk sizde kendinden bir şeyler görüyorsa, o güç odaklarının vermediğini sizlere verir.. En güçlü desteğini sizden esirgemez.. Bir şeylere rağmen lider, bir şeylere rağmen star olunur.. Nelson Mandela gibi.. Martin Luther King gibi.. Hatta Che Guevara gibi.. Bunlar liderlikle ilgili olanları.. Bir de star olmayla ilgili durumlar vardır.. Konumuzla çok ilgili değil.. Onun için onu kısa geçeyim.. Güç odaklarına rağmen, halkın sevgilisi olanlara star denir.. Güç odaklarının borazanı olarak popülarite sağlamaya çalışanlara ise tetikçi ..
|