Uykusuz her gece
(Karı koca yatakta yatmış uyurlarken adam birden gecenin bir vakti aniden uyanır. Yatakta oturur ve konuşmaya başlar.) - NBA'da yılın maçındeaağğğğ Batı Konferansı' nın feriştahları karşılaşıyor. Top Filedelfiyağsevıntığsikztırz takımın pointgardı Elınayvırsında... Elınayvırsııın pozisyonu zorluyor... - Ananı Hüdai... - Ananı mı? - Ananı tabii... Daha doğrusu anana... Söyliycem, alsın götürsün seni bir psikiyatra... Gecenin bir yarısı ak sakallı dedeyle mi papaz oluyorsun da seni uykundan atıyor nedir? Ama her ne oluyorsa oluyor, olan bana oluyor. Yüreğim ağzıma geliyor her seferinde... Bir gün by-pass olmak durumunda kalırsam cerrahın işi çok kolay olacak. Aç ağzını diyecek iş bitecek... - Ama enbiey... - Enbieyler paklasın seni e mi? Yine ne oldu Hüdai Bey, yine niye katil oyuncak bebek Çaki gibi dikeldiniz yatakta? Kafayı yine neye taktınız bu defa? Yine gündem mi tuttu? - Ben Batı Konferansı'ndaki iddialı bir takımda double-double yapmak istiyorum Selma... - O nedir Hüdai? Ne konferansı? Ne üzerine konuşacaksın? Geceleri karımı uyutmama sanatı üzerine mi? - Yok öyle konferans değil. NBA'da öyle konferanslar var, niye var ben de tam olarak bilmiyorum ama o konferanstaki bir takımın oyuncusu aynı maçta 10 sayının üzerinde sayı atıp, 10 sayının üzerinde ribaunt alırsa double-double oluyor. - Çok güzel. Ben de yüce rabbimin seni davul-davul etmesini istiyorum bir sakıncası yoksa... - Double-double yapmadan ölürsem gözüm açık giderim öte dünyaya... - Asıl sayende ben bir türlü uyuyamadığım için gözüm açık gidicem. Tek ümidim belki orada ayrı gayrı düşeriz de, huzur içinde birkaç saat uyku uyurum. - Şu an Türkiye saatiyle geceyarısını 3 saat geçiyor ve şu anda televizyonda kimbilir ne civan yiğitler double-double yapıyor, biliyor musun? Mehmet Okur'umuz Hidayet Türkoğlu'muz... Sorarım sana benim neyim eksik onlardan? - Ben de cevap veririm sana, eksiğin yok, fazlan var. Bir kere iyice delirmişsin, uyku halinden uyanık hale saniyenin binde biri zaman diliminde geçebiliyorsan kimbilir sahada neler yaparsın? - Yaparım di mi? - Yaparsın tabii... O halde şimdi ne yapıyorsun? - Ne yapıyorum? - Yataktan aynı hızla kalkıyorsun. Uçak biletini alıyorsun ve Amerika'nın yolunu tutuyorsun. Orada bir takımın, söyle bi takım... - Mayami Hiit. - Tamam işte Mayami'nin şeysine katılıyorsun. Nasığ diyoğ siz? - Draft. - Hay yaşayasın... Ondan sonra gelsin doubledouble'lar... Ben de seni özledikçe gecenin bu vakitlerinde televizyon başına geçip seyrederim seni... - İyi de kavuk meselesi ne olacak peki? - Kavuk nerden çıktı şimdi? - İsmail Dümbüllü Münir Özkul'a, Münir Ağbi de Ferhan Şensoy'a vermiş kavuğu. Ferhan Şensoy da beni görmeli, o kavuğu bana vermeli... Bir de o var yani... - Ay şimdi fenalık geçiricem... Sen beni öldürmeye mi çalışıyorsun Hüdai... Gündemin bir konusundan bir konusuna nında ışınlanıyorsun, takip edemiyorum. - Kavuk hakkımız söke söke alıız... - Uyku da bizim hakkımız ama söke söke alamıyoruz. Neden? Çünkü seninle evliyiz. Git Ferhan Şensoy'la konuş, kavuğu al, tak başına, gir ribaunta, yap doubledouble'ını... Kavuklu Hüdai olarak NBA tarihine geç... - Ama uykum geldi benim... Sabah ola hayrola... Sana iyi geceler... - Hayır Hüdai. Hemen şimdi yapıyorsun bu dediklerimi... Yapmadan da gelmiyorsun... Almam yoksa seni eve... Hadeeee... Naaşşş... - Naaşvil.
|