|
|
AB spekülatörler için bulunmaz fırsat
Yaklaşık bir aydır, AB toplantısı, yılbaşı ve kurban bayramı tatilleri ile zaman geçirdik. Bundan sonra önümüzde koca bir 11 ay var. Kısa vadeye odaklanmış ekonomik ve finansal yapıda bu süre oldukça uzun. Biz bu kadar uzun döneme dikkatle bakmaya da pek alışık değiliz. Genelde, kendimizi daha kısa dilimlere odaklarız. Ancak, tek hanelere düşen enflasyon bizi vade derinliğine zorluyor. Düşünme yapımızı kısa vadeden çıkartmamız, orta vadeye doğru yeniden yapılandırmamız şart. Bu sürecin zaman alacağı da kesin. İstikrarın, orta vadeli bekleyişlerin belirli noktalara odaklanması ile gerçekleşeceğini dikkate aldığımızda, bu dönemi geçirmemizin gereği ortada. Önümüzdeki dönemi şekillendirecek olayların başında AB ilişkileri geliyor. İnişli çıkışlı bir dönem başlıyor. Müzakerelere başlamak için tanınan sürenin yaklaşık bir ayını geçirdik. Geriye kaldı sekiz ay. Kıbrıs çözülecek, taramalar yapılacak, gerekli bazı yasalar çıkarılacak. Bazı ülkelerdeki yapılacak referandum sonuçları yorumlanacak. Bize de "gözün üzerinde kaşın var" denmez ise müzakereler başlayacak. Kısa vadeciler ve spekülatörler için bulunmaz bir dönem. Orta vadeli düşünenler için ise gri bölgeler fazla. Enflasyon önümüzdeki aylarda % 10 düzeyinde sürüp gidecek gibi görünüyor. Türk Lirası reel faizler % 67 gibi son dört yılın en düşük düzeylerinde seyredecek. Bunun toplam iç talebi uyarıcı etkisi ise açık. Hükümet, son olarak tarımda yaptığı gibi makroekonomik disiplinden ve özellikle kamu maliyesinden sapmalar gösterirse, enflasyonist eğilimlerin canlanma riskini iyi takip etmemiz şart. IMF ilişkileri hala açığa kavuşmadı. AB müzakere heyeti oluşturulması sırasında bir de bakan değişirse, anlaşma tarihi ileriye atılabilir. Bunun yanında, IMF'nin istediği ve fakat hükümet içinde hâlâ anlaşmaya varılamamış yapısal düzenlemelerin olduğuna dair haberler geliyor. IMF ile ince işler devam ediyor. Bunların başında yeni ve bağımsız gelirler idaresinin kurulması konusu var. Bürokrasi buna karşı. Hükümetin bazı üyelerinin de bunu istemediğine dair söylentiler yaygın. Hazine'nin bu projeye kurban edilmesine ise bir çok kişi itiraz ediyor. Yılbaşı ve bayram rehavetlerinden sonra durum netleşirse, Mart ayında IMF ile 19. anlaşma süreci başlayabilir. Bir konu daha var ki, hâlâ koyulaşmış belirsizliğini sürdürüyor. Irak ve İran'da oluşacak içsel ve dışsal gelişmelerin yönünü saptamak zor. Ne şekilde olursa olsun, ortaya çıkacak tablonun bize etkisinin güçlü olacağına kuşku yok.
|