|
|
İstanbul'u bekleyen tehlike
Kurban Bayramı'nı tartışmalı bir şekilde ve gelecek yıl tekrar tartışmak üzere geride bıraktık. Zaten bu tartışmalara kurban kesenler de hiç kulak asmayarak, bazı cehalet uygulamalarına aynen devam ettiler. Nedeni de basit. İlmihal bilgisine dahi sahip olmayanlar, her sene başka bir kılıfla eleştirdikleri kurbana bu sene Avrupa Birliği (AB) kriterleri ve müktesebatı vizöründen baktılar. Vatandaş tartışmanın neresinde olduğunu dahi anlamadı, aldırmadı. Daha medeni bir topluluk haline gelmek istiyorsak, öncelikle kendi insanımıza hangi değer yargılarıyla yaklaşacağımızı da bilmemiz gerekir. Dini bir vecibeyi yanlış şekilde yerine getirene, AB kriteri, modern dünya görüşü sökmüyor. Din adına yapılan yanlış işlerin önüne somut dini bilgilerle, 'Yasaklarla değil, günahlarla' çıkılırsa sonuç alınır. Alt yapısı olmayan önlem paketi ve sınırlamalarla, ancak bu kadar medeni olabiliriz. Bunda dinin değil, idarecilerin, aydınların sorumluluğu söz konusu. Türkiye'de ev almak isteyen bir yabancıyla, bir emlakçı arasında, şöyle bir tartışma yapıldığını düşünün. Bizim emlakçı 150 metre kare eve 130 YTL istiyor. Yabancı ise, 400 feetlik bir ev aradığını ve ancak 100 bin ABD Doları ödeyebileceğini söylüyor. Buyurun sıradan bir emlakçı ile Türkçe bilmeyen bir yabancının nasıl alış veriş yapabileceğini tahmin edin. Entel havalar, yukardan yorumlar meseleyi çözmüyorsa, başka bir cehaletin habercisidir.
|