Kurban'ın bayramı!
"Çok büyük bir askeri yapı ile büyük özel silah sanayii arasındaki bütünleşme tarihimizde yeni bir dönemdir... Böyle bir gelişmenin sonuçlarının ağırlığını ne görmezden gelebilir, ne de önemsiz sayabiliriz... Kendimizi, bu askeri sınai yapının, açık yahut gizli gayri meşru etkilerine karşı korumalıyız... İhtimal dahilindedir ve bu ihtimal artacaktır; bu etki yoğunlaşacak, çoğalacak, yıkıcı oranlarda vatandaşın kontrolü dışına çıkacaktır. Bu çıkar birliğinin ağırlığına teslim olmamalıyız; özgürlüklerimizi veya demokratik yöntemlerimizi tehlikeye sokmasına izin vermemeliyiz. Gerçekte, hiçbir şeyin güvencesi yok. Sadece, bilgili ve tetikte vatandaşlar bu devasa askeri sınai makinenin imal ettiği etki ağının bilincinde olabilir. Ve sadece onlar, demokratik ve barışçı yöntem ve amaçlarla ona karşı durabilir. Güvenlik ile özgürlüğün yan yana çiçek açabilmesi için."
Bir Başkan "ikinci azgınlık dönemi"ni milyonlarca dolar harcamayla kutlarken... Bir başka Başkan'ın veda konuşmasından en önemli bölümü aktardım yukarıda. Tarihe "1961 hitabı" diye geçen bir konuşma. Dwight D. Eisenhower savaşmış bir asker, savaş emri de vermiş bir başkandı. Tabii ki "Amerikan düşmanı" değil, solcu, İslamcı filan hiç değildi. Ama... 1952'de başkan seçilip 1953'de göreve başladığında, yukarıdaki veda konuşmasından 8 yıl önce şu cümlelerle adım atmıştı: "İmal edilen her silah, denize indirilen her savaş gemisi, atılan her füze; açlık çeken ve doyurulamayanlardan çalınmıştır. Soğukta titreyen ve giydirilemeyenlerden çalınmıştır. Silahlanan dünya sadece parasını harcamıyor. İşçilerinin alın terini, bilim adamlarının zekasını, çocuklarının umutlarını harcıyor. Bu, kelimenin tam manasıyla, bir yaşam tarzı olamaz. Savaş bulutları altında, çarmıha gerilen insanlıktır." 8 yıllık başkanlığının sonunda, elinin altında, elinden de kayan, vatandaşlarının demokratik kontrolünden kayan ve kopan "askeri sınai devasa bir makine"nin ortaya çıktığını... Deyim yerindeyse bunun "bela" olacağını görmüştü. "Makine" ABD'yi ve dünyayı, o başkanın vicdan azabı ve korkusundan, bu başkanın vicdansız cüretine getirdi. Askerlikten gelen başkanın tam da korktuğu, "sözde sivil" bu başkanın döneminde had safhaya vardı. "Askeri-sınai devasa makine", fütursuzca, askeri sınai petrolcü servet düşkünü dinci dünyanın acılarına ve başka kültürlere duyarsız bir canavar olarak kendi ülkesinde ve dünyada hegemonya kurdu.
Şimdi bayramınızı kutlayabilirim. "Devasa makine"nin hegemonya kutlamasıyla aynı ana denk düşen "İslam dünyasının bayramı"nı kutlayabilirim. "Kurban"ın "kurban bayramı"!
|