| |
|
|
Uğurkan!..
Erkekçe'min 2005 temsilcisi Boxer'cıları çok seviyorum.. Onlar da beni seviyorlar.. Nihan Akkuş röportajı yapmıştım onlara, çıktıklarında.. "Bir daha" deyip duruyorlardı.. Adayı bulunca "Olur" dedim.. Bu defa değişik bir yöntem uygulama kararı aldım.. Kızı mümkün olduğu kadar yaşamında izleyeceğim.. Sorularıma yanıtlarından çok, kendi, kişisel izlenimlerimi yazacağım.. O ara, Deri Şov var.. Güzelimiz orda.. Başladım CNR'a taşınmaya.. Önce provalar, sonra defileler.. Bir defilenin hazırlanışına ilk defa şahit oluyorum.. Biz ışıkların altında en fazla bir saatlik bir şov izleriz.. Geçer de gideriz.. Ama öyle değil.. O minnacık şovun ardında ne düşünceler, ne emekler, ne çabalar, ne yorgunluklar varmış meğer.. Fuar salonu, Fuar yok diye buz.. O buz gibi ortamda Uğurkan'ı izliyorum.. Üç ayrı defile.. Her defilede ortalama 6 sahne.. Toplam 18 ayrı koreografi.. Orada, podyumda yaratıyor her şeyi.. Müzik, kostümler, mankenleri bir çanakta eritiyor beyni.. Fona düşecek ışıklar beyninde renkleniyor.. "Şuraya yürü.. Hayır, böyle daha iyi olur.. Tamam.. İşte bu.." Bu adam defile ile yatıp, defile ile kalkıyor olmalı.. Bu kadar hızlı yaratıcılık nasıl olur?.. Yılda yüzlerce koreografi yapacaksın.. Hepsi ayrı.. Uğurkan bu ülkenin pek de farkında olmadığı değerlerden biri.. Ertesi günlerde sahne ışıklarının altında Deri Şov Defilelerini hem de nasıl haz duyarak izlerken Tagore'u hatırladım.. "Aleve aydınlığı için teşekkür et.. Ama tükenmeyen bir sabırla gölgede durarak lambayı tutanı da unutma.." "Sen yazmalısın" dedim.. "Sen yaz.. Bu ülkenin sessiz değerlerine de birisi teşekkür etmeli.. Sen yaz!.."
|