|
|
Bu bayram ulaşım bedava ohhh ne âlâ ne âlâ...
Dört gün tatil bizimdir bizim kalacak! Allah'a bin şükür bayram geldi, hasretler sona erdi. Aziz İstanbul halkı Avrupa'dan Asya'ya bedava kavuşacak. Metrolar, otobüsler, tramvaylar pamuk elleri cebe attırmadan hizmete sunulacak. E daha ne bekliyonuz? Açın önünüzü!" Yarın kesin arayacağım", "Ay şekerim valla çok özledim" dediğiniz herkesle görüşüverin işte. Yok öyle yayım yayım yayılıp, dört duvar arasına tıkılmaca. Olmasın yani... Misal bendeniz yapamadığım, karambole getirdiğim, es geçtiğim ne varsa bu bayrama sıkıştıracağım. Amin! Senede üç kere ziyaret edebildiğim (ayıp bana) aile büyüklerimi göreceğim. Ayran içmeden ayrı düştüğüm kankalarımla bir araya gelip içkiler içip, bol dedikodu yapacağım. Sinemaya, ertesi gün iş var kaygısız gece hayatına akacağım. Haa dört güne biraz yoğun bir program ama denemeye değer sanki. Kimi kendine kıyak, akrabalarına SMS çekip tatile uzuyor. Kimi bulunduğu şehri tavaf ediyor. Benim gibi koca kazıklar harçlık olayından ununu elemiş, özel planlar yapıyor... Ki harçlık meselesine dönersek çocukluğumun en büyük hayal kırıklığı olmaya adaydır. Şimdi ben sekiz dokuz yaşlarında, züğürtlükten sıyrılma telaşındayım. Alışmışız Şeker Bayramları'nda el öpüp harçlıkları cukkalamaya. Süslendim püslendim, babaannemlerin yolunu tuttum. Annem, babam, dedem, babaannem... Çat kapı amcam, o da yetmedi küçük amcam, elbette canım yengelerim... Evde kalabalık arttıkça benim ciro da artıyor tabii. Yani planım bu. Ana! El öpüyorum, karşımdaki gülümsüyor. Yahu 2001 krizinde de değiliz, n'oluyo yaaa? Zaten şeker, çikolata veren de yok. Mutfakta devamlı et pişiyor. Hele şu paça mı ne, kokusu yok mu bayıldım bayılacam. Çocuğum, bana ne paçadan.... Az sonra rahmetli dedem ablamla beni odasına çağırdı. "Çocuklar, Kurban Bayramları'nda harçlık verilmez ama alıverin şunları" deyip paraları cebimize şıkıştırdı. Ah dedeciğim ah... Torun olmak ayrıcalıktır, ne yapsan kızamaz, kızsalar da dayanamazlar sana. İki gülümsemene "Ananeeee" çekmene tav olurlar. Eh onlar da bizim imdat düğmemizdir. Babadan fırça yersin doğru anneanne. Sevdiğin yemekleri pişiren; babaanne. Gece geç saatlere kadar oturmana izin veren anneanne.... Dedem öldü, babaannem şu an ağır hasta, anneannem çok şükür ayakta... Şimdi kızmayın ama; kurban derilerini Türk Hava Kurumu'na mı bağışlamalı, şöminenin önüne mi sermeli? Bayram harçlıklarını YTL'ye nasıl uyarlamalı? Kent Şekerlemeleri reklamına yüreği dağlamalı mı? Kırmızı etin zararları, kurban etinin faydaları.... En uygun bayram tatili seyahat fiyatları... Hiiiç biri beni bağlamaz, işim olmaz. Bu bayramı ailem ve sevdiklerimle geçiririm, İstanbul'un keyfini sürerim arkadaş!
|