| |
Yaşam koçluğu nedir?
Belki hatırlarsınız: Geçen ayın başında 'Aralık' adlı bir dernekten söz etmiştim. 'Aralık Gönüllü Eğitim ve Kültür Araştırmaları Derneği'nin kurucuları; İskender Savaşır, Elif Germiyanlıgil, Şirin Yalçın, Oya Fidanoğlu ve Zeynep Koçak... İstanbul Teşvikiye'deki 'Teşvikiye Palas'ın (Saray Muhallebicisi'nin iki apartman yanı) en üst katında faaliyet gösteriyorlar. 'Aralık'ta dersler, seminerler, dinletiler düzenleniyor. Doğrusunu isterseniz Aralık'ın programına baktığımda benim ilgimi en çok yaşam koçluğu çekmişti. Hatta şöyle yazmıştım: "Sanırım; hayatını düzene koyamayan, sorunların üstesinden gelemeyen, kendini dışa açamayan, yeteneklerini gösteremeyen insanlar için bire bir!" Tabii bunları yaşam koçluğu hakkında hiçbir şey bilmeden, sadece kelimelere bakarak söylemiştim. İşin aslını öğrenmek için Ayşe Onursal ile birlikte 'Aralık'ta yaşam koçluğu seminerleri veren Mahir Ünal'ın kapısını çaldım. 'Kapısını çaldım' sözünü mecazi anlamda kullanmıyorum. Ünal, Anka Danışma Grubu'nun ortaklarından... Merkezleri Kavacık'ta. İkinci köprü yolundan gelip Anadoluhisarı'na inerken solda Göksu Evleri vardır. İşte orada. Ben içeriye girerken, şöyle yarım saat, en fazla bir saat kalacağımı sanıyordum. Mahir Ünal (d. 1966) ile tam üç saat sohbet ettik. Ben o sırada bir aya yakın süren yazı dizisini yeni bitirmiştim. Övgüler, yergiler, sorular yağıyordu. Önce bunlardan söz ettik. Bunu normal karşıladım. "Ünal beni tanımaya çalışıyor" diye düşündüm. Ancak dakikalar ilerledikçe, kullandığı terimlerden dini konulara vakıf olduğunu anladım. Şaşırdım: Nasıl oluyordu bu? Mahir Ünal'ın entelektüel geçmişini öğrenince bu kez gerçekten şaşırdım... Liseyi bitirme döneminde çok değer verdiği bir hocasına soruyor: "Ben bu toplumu anlamak istiyorum. Ne okumalıyım?" Ve şu cevabı alıyor: "Dini kodları çözmeden bu toplumla ilgili hiçbir şeyi anlayamazsın; ilahiyat oku!" Ünal anlatıyor: "Marmara İlahiyat'ı kazandım. Tam bir çaylağım. Sınıf imam hatip liselerini bitirmiş; Kuran'ı Arapça'yı su gibi bilen öğrencilerle doluydu. İlk derse girdim. Tabii hoca beni hemen fark etti. 'Bir dua oku bakayım' dedi. Ben hık mık ediyorum. Yanımda oturan arkadaşım, 'Bari besmele çek' diye beni dürtükledi. Bu arada hoca, 'Ben senin yüzünden dersin düzeyini düşüremem, git kendine başka sınıf bul' demez mi? Ama azmettim. Çok çalıştım. Sonunda İlahiyat'ı bitirdim." Şimdi durum anlaşılıyordu. Ardından sosyolojide master yapmış, işletmede doktorasını tamamlamış Ünal: "Eskiden üniversitede ne okuduğumu sorarlardı. 'İlahiyat' dediğimde cüzamlı muamelesi yaparlardı. Bunun sıkıntısını yıllarca çektim. Ama sonra, eğitim verirken, danışmanlık yaparken çok işime yaradı" diyor. Çünkü ' inanç' kavramı sadece dinle ilgili değil. İnsanların 'seküler', 'din-dışı' inançları da var. Pek çok şeyi ' bildiğimiz' için değil, ' öyle olduğuna inandığımız' için yapıyoruz. Dolayısıyla... İnsanın düşünme ve davranma biçimini yeniden organize etmeyi hedefleyen yaşam koçluğunda inanç bilgisi çok işe yarıyor. Bu ilginç konuya yarın devam edeceğim.
|