| |
Karar vermek yordu şu narin gövdeyi
Dostumun yaptığı tespite bayıldım : "O zamanın İnternet'i de İpek Yolu'ydu!" Bilginin, kültürün, sanatın, ticaretin insanlar arasında gidip geldiği tek hattı İpek Yolu. İlki 0 ve 1'den oluşurken ikincisi deve ve çölden oluşuyordu. Binlerce yıl geçti ve insan modern insanı yarattı. Modern insan yorgun! Çünkü sürekli karar vermek zorunda. Üşenmedim saydım. Sıradan bir gün içerisinde elliye yakın karar vermişim. Iskaladıklarımı, farkında olmadan verdiğim kararları ve kararsızlıklarımı saymazsak rakam bu. On dakika daha zıbarmaya devam edip etmemekle başlıyor, kahve mi çay mı diye devam ediyor, ne giyeyim ile zorlamaya başlıyor, günün sonunda da hangi filme gideyimle de son bulur gibi oluyor. Aradaki boşlukları kendi hesabınıza doldurun . Yardımcı olur düşüncesiyle üç beş tane benden. Listeyi hangi parantezine alıyorum. Hangi (araba, köprü, eleman, yazı, gazete, dizi, kitap, ayakkabı, taksit, okul, yol, kafe, diyet, giysi, kredi kartı?..) Bir de hayatımızın akışını değiştirebilecek ciddi kararlar var. Bir mesleği seçmek, evlilik kararı almak, iki iş teklifi arasında kalmak... Bu büyük kararlar insanlık tarihinin ortak paydası zaten. Bizi asıl kemiren günlük cılız kararlarımız, hayatı değiştirmeyecek, olsa da olur olmasa da olur tercihlerimiz. Tüketim medeniyetine mensup cemaatin önüne binlerce seçenek sunulmuştur. "Seç, beğen al". Veya "almak şart değil, görüp bakmak önemli" kampanyalarıyla bezeli. Evet almak şart değil ama uykunuzun kaçacağı kesin. Alsam mı almasam mı diye paslı çivi beyninize saplanır. Mesela askerliğin en güzel tarafı belki de sizin hiçbir şekilde karar vermiyor olmanız. Ne giyeceğinizden ne yiyeceğinize ve ne yapacağınıza, sizin için karar veriliyor zaten. Elalem ne der korkusu olmaz asker ocağında, übertalepkarlık itina ile zımparalanır. Sonra, İpek Yolu'nu kullanan kervan sahibi de bize göre şanslı. Topu topu üç kalem malı baharat, porselen, ipekbildik güzergahtan götürüp gavura satacak. Gece olduğunda çökeceği kervansaray da belli. İtalyan mı, Çin mi yiyeyim diye bir derdi yok; saçlarım çöl koşullarında yıprandı, hangi şampuanı kullanayım derdi hiç yok. Kısacası, yaşamını etkileyecek en önemli kararları vermek için markaj altında değil. Modern insan motoru yakmak üzere. Günlük, anlık ve hayatı hiçbir şekilde değiştirmeyecek o kadar çok karar veriyoruz ki, esas kararlarımızı pas geçiyoruz. Veya görmüyoruz bile veya sıra gelmiyor veya yüzleşmemek adına sırasının gelmesini istemiyoruz. Telefon almaya heves ettim. Kameralı mı olsun, kamerasız mı diye düşünürken aklıma geliverdi işte. Ha bu arada vermem gereken büyük bir karar yok çok şükür. Yoksa var mıydı ya?
|