|
|
Mustafa Denizli'nin İran Günlüğü
1.GÜN: Bugün İran'ın Pas takımıyla anlaştım. 2. Lig'de bir takım çalıştırarak tabu yıkmaya başlamıştım, İran'da bir takım çalıştırarak tabuları yıkmaya devam ediyorum. Bundan sonra nasıl bir tabu yıkacağımı bilmiyorum ama her tabuda çıtayı yükselttiğim için kendimden çok korkuyorum. 2.GÜN: Takıma ilk antrenmanımı yaptırdım. Hepsi sakallı olduğu için futbolcuların isimlerini karıştırıyorum. Pas takımında benim de sakal bırakmamı isteyen yöneticiler varmış. Bu yaştan sonra başıma gelenlere bak. Dün Tahran Pazarı'ndan takma sakal aldım. Yöneticilerden biri odama girip "Takımdan 'şahap füzeleri' gibi şutlar bekliyorum" deyip gitti. Ulan bu füzelerin nükleer başlıklı olduğu falan söyleniyor. Dediğini yaptık diyelim. Ondan sonra ABD buraya da müdahale ederse benden bilmesinler sakın. Anneciğiiiim... Ben nereye geldim?! 3.GÜN: Burada yapacak hiçbir şey yok. Akşamları bir-iki kadeh bir şey de içemiyorum. Tabu yıkayım derken bunalıma girmek üzereyim. Geceleri uydudan Türk televizyonlarındaki spor programlarını izleyip, hüngür hüngür ağlıyorum. Kaynana Semra'yı bile özledim. 4.GÜN: Bugün ilk lig maçımızı yaptık. Verdiğim taktiğin tam tersini uygulayıp farka gitti futbolcularım. Her atılan golden sonra birbirleriyle sarmaş dolaş oldular. Bir sürü sakallı adamın sarmaş dolaş olması, bozuk olan dengelerimi daha da bozdu. Yine de mutluyum. Sonuçta yendik. Ya yenilirsek? 'İçimizdeki İrlandalılar' cümlesinin 'içimizdeki Iraklılar' versiyonu burada işe yarar mı acaba? 5.GÜN: Bugün bir yönetici yanıma yaklaşarak "Fenerbahçe'de yaptığın gibi sahaya fazla yabancı futbolcu sürersen İran kanunlarına göre kolunu keserler" dedi. Şaka mı yaptı bilmiyorum ama bu riski göze alamam. Özel matematik dersleri almaya başladım. Çok korkuyorum. 6.GÜN: Dün Fatih Terim aradı beni telefonla. Ezeli rakibizdir, çok hoşlanmam kendisinden ama onun sesini duyunca çocuklar gibi sevindim. "Nasıl vaziyetler? Bana da ekmek var mı?" diye sordu. "Gel dedim, ne olursan ol gel, gerekirse transfer paranı ben veririm." Parayla yapılacak iş değil o" dedi. Telefonu kahkahalar atarak kapadı. Meğer benimle eğleniyormuş. Kafayı sıyırmak üzereyim. 7.GÜN: Her şey kabus gibi. Asya Kupası'nı bekliyorum. İlk maçta kaçıp, sonra Çeşme'ye dönüp kumrucu açacağım. Ant verdim ki, bunu yapacağım.
|