| |
|
|
Emre Aköz iyi ki internet sitelerini eleştirdi
Emre Aköz önceki gün şöyle yazdı: Türkiye'de, 'medya dedikodusu' haricinde henüz internet gazeteciliği yok! Bence Emre Aköz "Olay"ı ya anlamamış, ya da öyle görünmeyi seçmiş. Birincisi "İnternet Gazeteciliği" diye bir kavram yok. "İnternet Sporculuğu", "İnternet Doktorluğu", "İnternet Belediyeciliği" olur mu? Buna karşı internet sitelerinde habercilik yapılabilir. Tıpkı, televizyonlarda haber programları yapanların, "Televizyon Gazetecisi" değil "Televizyon Habercisi" olmaları gibi bir şey yani. Şu anda Türkiye'deki internet haber sitelerinin bir başka işlevi daha var gazetelere dönük.. Gazetelerdeki haber ve yorumların ilgi çekiciliğinin ölçüm aracı gibi hizmet veriyor bu siteler. İnternet haber sitelerinin alıntılamadığı haber ve yorumların, okurların da ilgisini çekmediğini bir ölçüde anlıyorsunuz. Ya da bazı haber ve yorumlar, çeşitli nedenlerle bazı gazetelerde yer alamıyor. Mesela bir gazete bir haberi atlayınca, o haber önemli olsa da onu görmezden geliyor. Örnek verirsek, Tansu Çiller ve eşi uyurken, denizden gelen hırsızların onların yatak odalarına kadar girip, yalıyı soymaları haberini ilk Sabah verdi. Bu gerçek bir "Haber"dir. 24 saat korunan bir eski başbakan demek bu kadar güvensiz bir ortamda yaşıyor. Dünkü Hürriyet'te bu haber 3'üncü sayfada tek sütunla geçiştirilmişti. Çünkü Hürriyet bir gün önce haberi atlamıştı. Sadece Hürriyet alan okurlar, mesela bu haberi ancak internet haber sitelerine girdikleri takdirde öğrenebildiler. Başka bir durumu da, 28 Şubat postmodern müdahale sürecinde, gazetelerin kullanamadığı bankacılığa, kamu ihalelerine, medya-siyaset ilişkilerine dönük haberlerden verebiliriz. Örneğin kapatılan "Yolsuzluk.com"da yer alan haberler, bugün, askeri savcıların iddianamelerinde yer almakta. Ya da Mehmet Eymür'ün "Atin.org"u, Türk gazetecilerin sayısız konuda gözlerini açmadı mı? Bu durumun okurlar da farkında. Bu nedenle internet haber sitelerine girenlerin sayısı, neredeyse geometrik biçimde artıyor. Hiç gazete almayan veya alamayanlar da, böylece gazetelerle tanışıyor. Gazetelerin ulaşamadığı uzak coğrafyalardaki insanlar yurt ve dünya olaylarını internet sitelerinden izliyor. Bir de anında interaktivite var bu sitelerde. Okurlar o anda tepki veya yorum gönderebiliyor. Eğer bilinçli, sorumlu ve tarafsız yönetebilirseniz siteyi, temcit pilavı haline gelmiş ve gazetelerde defalarca yayınlanmış haber ve yorumlar bile "Özel Haber" haline geliyor. Bunu dijital ortamda, okunma oranlarını görerek anlıyorsunuz zaten. Bağımsız internet haber sitelerinin haber kadroları tabii ki gazeteler gibi güçlü değil.. Ama dünyada da önemli haber sitelerinin kendi haber kadroları yok. Onlar da bizdeki gazete ve televizyon siteleri gibi, dayandıkları kurumun haber kadrolarını kullanıyorlar. Ancak internet sitelerinden konvansiyonel medyalar da doğmaya başladı. Bir örnek Ufuk Güldemir'in "Habertürk.com"unun bir televizyon kanalı üretmesi değil mi mesela? Emre Aköz'ün internet sitelerine dönük yazısı doğru değildi, hatta haksızdı. Ama tüm sitelerde bu yazı alıntılandı ve tartışıldı. Yani internet haber siteleri için yararlı oldu. Siteleri hazırlayanlar, yaptıkları işi bir kez daha değerlendirdiler. Bu arada Sabah gazetesini okumayanlar da Emre Aköz'ün adını duydu, görüşlerini öğrendi. Yani Aköz, internet haberciliği üzerinde daha sık yazmalı.
|