|
|
|
|
|
Bir ara saçlarım simsiyah çıkmıştı. Kısacık haliyle kendimi Özcan Deniz'e benzettim
|
|
* Saçlarınız ne zaman çıkacak? Saçlarım aslında çıkmıştı ama tekrar döküldü. Üç dört santim uzamıştı. Sarışın Filiz Akın, esmer bir şey olmuştu inanamazsınız. Ben kendimi o halimle Özcan Deniz'e benzetiyorum. Kaşlarım az döküldü. Kirpiklerim hiç yok.
* Özlediniz mi saçlarınızı? Ah, Balçiçek'ciğim inanın, en çok saçımı taramayı özledim, kadınca bir içgüdü işte. Dünyanın en sağlıklı kişisi olsanız da görüntünüzün güzel olmasını istersiniz. Doğru dürüst aynaya bakabilmeyi istiyorum artık. Birazcık saç istiyorum. Saçlarım olunca sanki hastalık tamamen gidecek ve ben iyileşeceğim. Aynaya baktığımda üzülmek istemiyorum. (Başında minik minik saç diplerini gösteriyor Filiz Akın, gülümseyerek devam ediyor.) Bir bakar mısınız? Çıkacak gibi gözüküyor değil mi? Kısacık olsun, simsiyah olsun, Özcan Deniz gibi olsun ama artık saçım olsun istiyorum.
* Ender de olsa dışarı çıktığınız zaman yolda sizi tanıyan oldu mu? Olmaz olur mu? Hem de siyah şapkama, bereme ve siyah gözlüklerime rağmen tanıdılar beni. Müthiş insanımız var bizim. Müthiş bir milletiz. Bizim yokuştaki çiçekçimiz benim için Kur'an okutmuş. Bir merhabamız vardır aslında sadece. Düşünebiliyor musunuz? Sizin yazınızdan sonra Amerika'nın başka şehirlerinden taa Houston'a kadar gelip ziyarete eden Türkler oldu. Nasıl duygulandırdılar beni anlatamam.
|
|
|
|
|
|
|
|
|