Bilgisayarlar düşünebilir mi?
Henüz iki binli yılların başlangıcında, günlük yayınlanan bir gazetenin cumartesi baskısında, yukardaki soruyu içeren bir başlık, birkaç yüz yıl sonra ne ifade edebilir okuyanlar için? Muhtemelen "ilkellik!.." Bu tür sorulara yanıt aramaya pek de cüret edemeyiz o nedenle... Kehanetlerimiz beşon yıl sonrasının siyasal ve sosyal gelişmelerine ilişkin olur sadece... Söylediklerimiz tutarsa "kahin" sayılmayız; lakin "öngörüsü" olan insan kabul ediliriz. Tutmazsa da ne söylediğimizi kimse hatırlamaz zaten... Sözgelimi, bu satırların yazarı, 1995 sonlarında, "kardeş gazete"de kaleme aldığı "Kehanet" başlıklı yazısında, "İki bin"li yılların başlangıcına dair "kehanet"lerde bulunmak cüretini göstermiştir. Demiştir ki; "Şu an hayatımıza hükmedenlerin hiçbirinin hükmü kalmamış olacaktır dünyada..." Mesela, "Boris Yeltsin, Saddam Hüseyin, Hafız Esad, Yaser Arafat, İzak Rabin, Kral Hüseyin..." demiştir. Ve demiştir ki; "Ecevit, Demirel, Türkeş, Erbakan..." demiştir. Yine demiştir ki Bosna savaşı, çoktan almış olacaktır tarih sahnesindeki yerini... Ve " Abdullah Öcalan'ın esamisi okunmayacaktır..." demiştir... Kehanetin sebebi şudur ki; beş yıl sonrasını düşünerek yaşarsanız şayet; zerrece "kıymeti harbiye"si kalmaz o "an"da yaşadığınız karabasanların... Bu hatırlatma da nereden çıktı derseniz; söyleyelim: Kardeş bir dergi, 20 yıl sonrasının Ortadoğu'suna dair "kehanet"ini sormuştur bendenizin... Çok kolay, onu da söyleyelim: 20 yıl sonra, Ortadoğu diye anılan ayrı bir siyasal coğrafyanın adı bile kalmaz o günü yaşayacak insanların dünyasında... Ne İsrail, ne Filistin, ne savaş, ne terör, ne petrol, ne kan... Ne şu... Ne bu... Su... Su... Su... Yeryüzünün o güne kadar kurulmuş en "Sulu Federasyonu!" ... Bu kadar!..
Yani kolaydır siyasal ve sosyal kehanetlerde bulunmak... Asıl siz şuna yanıt verin bakalım: Bilgisayarlar insanlar gibi düşünebilecek mi gelecekte? Zekası olacak mı ileride? Sessizlik hepinizde... Sessizlik hepimizde... Oysa, zamanın bu en yaman sorusuna sessiz kalmayanlar da var ki; her türlü "takdire şayan"dır harcadıkları olağanüstü beyin emeği: Nobel ödüllü Gerald Edelman "Gelecekte insanlar yapay zeka yoluyla teknolojiye bilinç yerleştirebilirler mi?" sorusuna diyor ki: "Mantık yerleştirilebilir ve robotlar programlanabilir. Ama bu bilinç olmaz. Birgün yapay bir bilince sahip varlıklar oluşturabilsek bile, bunlar bizim gibi olmayacaktır. Makineler bir gün, zeki hatta belki de bilinçli hale gelebilirler ama insan olamazlar." Hayal kırıklığı yaşadıysanız şayet, acele etmeyin... Dünyanın yaşayan en büyük fizikçisi Stephen Hawking öyle düşünmüyor çünkü: "Uzay Yolu gibi bilim kurgularda, bundan 400 yıl sonra bile, insanlar hâlâ aynı kalacak gibi gösteriliyor. Bu yüzden onlara inanmıyorum. Bence insan ırkı ve DNA'ları büyük bir hızla değişecek. Ayrıca, bana öyle geliyor ki; son derece komplike kimyasal moleküller, insanı zeki yapacak biçimde bir araya geliyorsa, aynı karmaşık yapıda elektronik devreler de bilgisayarlara zeka kazandırabilir. Üstelik bilgisayarlar bu zekaya sahip olduğunda, kendilerinden daha karmaşık ve daha zeki başka bilgisayarları kendileri tasarlayabilirler. Bence karmaşıklık, hem biyolojik, hem de elektronik alanda büyük bir hızla artacaktır."
Vah benim "zavallı" kehanetlerime!..
|